kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
10 Aralık 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
SAİT GÜRSOY

2010'da üniversiteye giriş sistemi değişiyor

Pazar akşamı SKY TÜRK'de "Üniversite Medya" programında milyonlarca öğrencinin geleceğine yön veren üniversiteye giriş sistemi mercek altına alındı. Öğrencilerin kaderini tek bir sınava bağlayan sistem 2010'da değişebilecek. Programı sunan değerli dostum Görkem Aşılıpınar ile konuk olarak katılan ve soruları açık yüreklilikle yanıtlayan ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan'ı kutluyorum.
Düşünülen sınav sisteminde, üniversiteye giriş sürecinin ön koşulu, öğrencilerin "Temel Düzey Seçme Sınavı'na" (TDSS) girmesine bağlanıyor. Bu sıralama sınavının içeriği ilköğretim ve tüm lise türlerinin 1'inci sınıf ortak müfredat konularından oluşacak. Çıkacak sorular öğrencilerin, o konularla ilgili temel kavram ve ilkelerini ölçecek. Daha düşünce aşamasında olan bu sınav, bence 2006'dan önce uygulanan ÖSS'deki gibi sayısal ve sözel bölümlerinden oluşabilir. Bölümlerden elde edilen netler ise sayısal ve sözel puan katsayısıyla değerlendirilebilir. Sınavın nisanda uygulanması planlanıyor. Adaylar aldığı puan doğrultusunda, 2 ya da 4 yıllık meslek yüksekokulunu seçebilecek. Ayrıca bu sınav sonuçlarıyla Açıköğretim ve özel yetenek sınavıyla öğrenci alan fakültelere de başvurulabilecek. Bunların dışında bazı lisans programları için de bu sınavın puanları öngörülüyor. Bu sınavın en önemli rolü ise, adaylar belirtilen barajı aşabilirlerse haziranda uygulanacak "Ders Düzeyi Seçme Sınavı'na" (DDSS) girebilecek.
Üniversitelerin iyi derecede temel donanımı öngören bölümlerinde eğitim almak isteyen adaylar ise Ders Düzeyi Seçme Sınavı'na (DDSS) girmek zorunda. Sıralama niteliğinde, ileri düzeyde bir sınav olarak tanımlanan DDSS, haziranın ikinci yarısında (2 hafta sonu), dört aşamada gerçekleştirilebilecek. Aşamalar matematik, Türkçe, fen ve sosyal ile ilgili ders düzeylerindeki sınavlar olacak. Yerleştirmede, puan türü başarısı yerine ilgili programın matematik, Türkçe, fen ya da sosyal ağırlıklı olmasına bakılarak belirlenecek derslerdeki başarı puanı esas alınacak. Puanların oluşumunda, ortaöğretimle paralellik açısından, liselerdeki alanlar ve zorunlu dersler kullanılacak.

Bence ne olmalı?
Örneğin; tıp ve benzeri bölümlerle mühendislik fakültelerine matematik, fizik, kimya, biyoloji ve Türkçe ile ilgili ders düzeylerindeki sonuçlarına göre öğrenci alınması düşünülüyor. Tıp, diş hekimliği, eczacılık, veteriner, moleküler biyoloji-genetik için fen, mühendislikler için matematik puanı istenebilecek. Görüldüğü gibi, burada dersler aynı, katsayılar (fizik; tıp için A, mühendislik için B katsayısıyla değerlendirilebilecek) farklı olacak.
İşletme, iktisat, ekonomi, hukuk, kamu yönetimi, uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, turizm işletmeciliği bölümleri matematik, Türkçe, coğrafya ile ilgili ders düzeylerindeki sonuçlara göre öğrenci alabilecek. Bu bölümler için Türkçe-matematik puanı düşünülüyor. Burada en büyük problem psikoloji ve sosyoloji bölümlerinde olacak. MEB'in yaptığı bir değişiklikle, 4 yıllık liselerde öğrencilerin alanlara göre okuyacakları dersleri yeniden düzenlendi. Bu düzenlemeyle birlikte zorunlu ve seçmeli dersler belirlendi. Değişiklikle birlikte en ilginç durum Türkçe-Matematik alanında yaşandı. Çünkü Psikoloji zorunlu ders olmaktan çıkmıştı, sosyoloji ise hiç yoktu. Ancak bu bölümler mevcut sistemde EA-2 puanıyla öğrenci alıyorlar. Bu bölümler düşünülen yeni sistemde de problem oluşturacak. Bence böyle bir problemin yaşanmaması için, bu iki bölümün sosyal puanına çekilmesinde yarar var.
İletişim fakülteleri, Türk dili edebiyatı, Türkçe öğretmenliği, tarih, coğrafya gibi bölümler Türkçe, tarih, coğrafya, psikoloji, sosyoloji, mantık derslerinin başarılarına göre öğrenci alabilecek. Burada sosyal puanı düşünülüyor. Bence bu alanda matematik okutulmadığı için, kesinlikle sorulmamalı. Ayrıca bu tür sınavlarda okulun öneminin ön plana çıkarılması amacıyla, öğrencinin ortaöğretim başarı puanı mutlaka hesaplanmalı. Üniversiteye giriş konusunda, gençlerimizin mağdur olmamaları için, YÖK'ün ve MEB'in el ele vererek en doğruyu yapacaklarına inanıyorum.