kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
6 Aralık 2008, Cumartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Türk lokumunun boynu bükük

Giriş Saati : 06.12.2008 11:00
Güncelleme : 06.12.2008 22:31
Yeni Haber
Bayramların vazgeçilmez tatlarından biri olan lokumun, satış rakamları açısından son yıllarda çikolatanın gerisinde kaldığı bildirildi.

Susam, Tahin, Helva ve Reçel İmalatçıları Derneği (SUTHER) Genel Başkanı Necati Göksu, Osmanlı döneminde, ismi ''Rahat ul-huküm (boğaz rahatlatan)'' kelimesinden türeyen lokumun, 15. yüzyılda ilk olarak Anadolu'da üretildiğini söyledi.

Lokumun, özellikle 17. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yaygınlaştığını dile getiren Göksu, ürünün Avrupa'da ise bir İngiliz gezgin aracılığıyla ''Turkish Delight'' adıyla 18. yüzyılda tanınmaya başladığını ifade etti.

Göksu, Osmanlı'da sarayın en gözde yiyecekleri arasına giren lokumun zamanla bayramların da vazgeçilmez tatlarından biri haline geldiğine işaret ederek, ''geçmişte bayramlar lokumsuz olmuyordu. İnsanlar ikramlarında mutlaka lokuma yer veriyordu. Bu da lokuma olan rağbeti oldukça artırıyordu'' dedi.

Lokumun, özellikle son 20 yıldır satış rakamları açısından çikolatanın gerisinde kaldığını kaydeden Göksu, ''çocukların rağbeti daha fazla olduğu için vatandaşlar çikolataya yöneldi. Artık bayramlarda lokumun yerini çikolata aldı. Böylelikle lokum tahtını çikolataya kaptırmış oldu'' diye konuştu.

GÜNEY KIBRIS RUM KESİMİNİN TESCİLİ

Necati Göksu, Güney Kıbrıs Rum Kesiminin 21 Ekim 2007 tarihi itibarıyla Anadolu'ya özgü bir ürün olan lokumu kendi ülkeleri adına tescil ettirdiğini hatırlattı. Bunun üzüntüsünü derinden yaşadıklarını ifade eden Göksu, şunları söyledi:

''Sanırım o dönemde tescil edilmesi düşünülemedi. Biz düşünemeyince Kıbrıs Rum Kesimi bize ait ürünü tescil ettirmiş oldu. Bununla ilgili gerekli müracaatlarda bulunduk ama bir sonuç da alamadık. Bu olayın ardından baklavada gözümüz açıldı ki hiç olmazsa onun tescilini yaptırdık.''

(AA)