kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
6 Aralık 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat
46 yıllık devlet tiyatrosu sanatçısı Kültür: "Halil ile Menekşe döneminde rol için saçımı boyamayı bırakmıştım. Çağan da bu halini çok beğendi ve "Sakın boyama Yıldız Abla" dedi. Eskiden arkadaşlarım bakımsız diye kızıyorlardı. Ama ben seviyorum. Şimdi onlar da eşim de çok alıştı."

'Ada' gibi bir gelinim olsun çok isterdim

BUGE CANKAT
04.12.2008
'Issız Adam'da esas oğlan Alper'in annesini oynayan Yıldız Kültür: Oğlumun sevgililerini kızım gibi benimserim. Ayrıldıkları zaman günlerce ağlarım. Ada gibi bir gelin isterdim..
Herkes günlerdir 'Issız Adam' filmini konuşuyor. Çağan Irmak'ın başarısı, ıssız adamlar, ıssız kadınlar, modern çağın yalnızlaşan insanları, erkeklerin anneleri ile olan ilişkileri, insanların neden filmde ağladığı gibi konu başlıkları masa sohbetlerinin ve medyanın gündemine oturdu. Kimi oyunculukları doğal buldu, kimi beğenmedi, kimi filmin inandırıcı olmadığını söyledi, kimi de Türk Sineması'nın 'Love Story'si ilan etti. Ama filmde en muhalif insanları bile oyunculuğuyla etkileyen biri var: Alper'in annesi Müzeyyen'i oynayan Yıldız Kültür... Kültür'le 'Issız Adam'ı konuştuk.

MELİS BİRKAN FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...

ISSIZ ADAM FİLMİNDEN KARELER İÇİN TIKLAYINIZ...

* Çağan Irmak lise yıllarından beri sizinle çalışmayı çok istiyormuş. Bu doğru mu gerçekten?
Çağan liseyi İzmir'de okumuş. O dönem benim oyunlarımı izlemiş ve 'Bir gün reji yaparsam bu kadınla çalışağım' demiş. Seneler sonra 'Avşar Ajans'ta karşılaştık. Müthiş heyecanlandım ama tabii ki o beni tanımıyor. Tomris Giritlioğlu bizi tanıştırdı. 'Ben Yıldız Kültür" deyince, şaşkınlıkla 'Yıldız Abla lisedeyken sizin oyunlarınızı izledim, siz bu işlere girdiniz mi? Ne zaman, ah ben nasıl fark etmedim. Sizinle mutlaka çalışacağım' dedi. Sonra 'Kabuslar Evi'inde bir akıl hastasını oynadım. Yine çalışacağını söyledi ama iki sene boyunca birbirimizi görmedik. Ve beni unuttu sandım.

SENARYOYU PARKTA OKUDUM
* Ama görünen o ki sizi unutmamış...
Evet, geçen yaz aradı. 'Yıldız Abla size bir senaryo yolluyoruz, okuyun cevabınızı verin' dedi. 'Benim oynamamak gibi bir şansım var mı? Bir replik bile olsa çalışırım seninle' dedim. Hayalimdi Çağan'la bir şey yapmak...

* Ve günlerdir herkesin konuştuğu 'Issız Adam'ın senaryosu elinize geçti. Okuduğunuzda ilk ne düşündünüz?
O kadar heyecanlandım ki senaryonun eve gelmesini bile beklemeden hemen kargoya gittim ve aldım. Alır almaz da parkta oturdum ve senaryoyu okudum. Ama başladım ağlamaya. Herkes bana bakıyordu. Gözlerimi sildim ve Çağan'ı aradım.

* Senaryonun nesi etkiledi?
Çok insanca yazılmıştı. Annenin naifliği beni etkiledi. Benim de 33 yaşında oğlum var.

ROLE HAZIRLANMADIM
* Role hazırlık yaptınız mı?
Çağan, 'Yıldız Abla hiçbir şekilde hazırlanma, ezberleme, çalışma. Sadece senaryoyu oku ve gel' dedi. Çağan'ın bütün istediği hepimizin doğal ve sade olmasıydı. Tabii ki senaryonun dışına da çıkmadık. Cemal (Hünal) ve Melis'le (Birkan) de birbirimizden o kadar güzel elektrik aldık ki, gerçekten Cemal'i kendi oğlum gibi hissettim. Melis de gelinim olsun istedim.

* Nasıl bir yönetmen Çağan Irmak?
Çağan kafasında her şeyi planlamış, dersine çok iyi çalışmıştı. Geliyorduk, tek prova yapıyorduk ve hemen çekime giriyorduk. Ve bizi çok iyi motive ediyordu. Ondan çok şey öğrendim. Çok yönlü bir çocuk. Çok iyi psikoloji biliyor, çok iyi insan gözlüyor, çok güzel sesi var, müzikten anlıyor, enstrüman çalıyor.

* Film çekilirken genelde oyuncular nasıl bir film çıkacağını bilmezler ve çıkan sonuç onlar için sürpriz olur değil mi?
Aynen öyle... Çağan bize hiç izletmedi filmi. İlk kez galada izledim. Sadece bir gün sürpriz yaptı bize ve 'Size ufak bir sahneyi izlettireceğim' dedi. Çok hoşuma gitmişti, 'Ay tam bir Fransız filmi gibi olmuş' demiştim.

* Filmi ilk izlediğinizde ne hissettiniz?
Çok duygulandım, kendime de ağladım. 'Hay Allah kadına yazık, oğlu annesinden utanıyor, eziliyor' dedim. Mesela restorandaki o sahne beni çok etkiledi. 'Gerçekten oğlum bana böyle yapsa ne yaparım?' diye düşündüm. Aynı duygularla filmi tam beş kez izledim.

* Filmi izlerken yanımda 60'lı yaşlarda bir grup kadın oturuyordu. Tam Alper, 'Ada ayrılmak istiyorum' dediğindeki tepkileri şöyleydi: 'Aa ne oldu ki hiç anlamadım...' Yani eski kuşak, Alper'in tepkisine anlam veremiyor.
Doğrudur, bizler çok gerilerde kaldık. Sağımdan solumdan duyuyorum; arkadaşlarımın çocukları severek evleniyorlar. Ama şu an nasıl eşyaları tüketiyorsak, gençler de her şeyi tüketiyorlar. Hemen bitiriyorlar aşkı. Bu duruma çok üzülüyorum. Hiçbir özveri yok... Günübirlik ilişkiler yaşanıyor. Yazık oluyor. Ama belki de onların yaptığı doğrudur bilemiyorum.

* Alper bir sahnede 'Çok zor be anne, çok zor' diyor. Annesi ise 'Nesi zor be oğlum?' diye soruyor. Ama Alper cevap vermeden odadan çıkıyor. Sizce zor olan neydi?
Anne onu o kadar güzel bir yaşantı da görüyor ki! Dolup taşan bir restoranı var, güzel bir kız arkadaşı var; onu anlamıyor. Alper de belki bu yaşantıdan memnun değil, annesini kırdığı için mutsuz. Arada kalma durumu var.
Haberin fotoğrafları