kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
6 Aralık 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Demet Kutluay: "Hayran olduğum erkekle evli olmak büyük şans. Üçüncü çocuğu da yapabiliriz."

Kızımın göbek bağını kesmek, en zor maçtan daha zordu!

Tuluhan Tekelioğlu
27.11.2008
İbrahim Kutluay
Türkiye'de herkes, birlikte olduğun insanla seni hemen evlendirme çabası içinde.
Türkiye'de yaşıyor olsak, Demet mankenliği bıraksın istemezdim. Ama yurtdışındayken fedakârlık yapması gereken kişi Demet'ti.
İrem'in doğumuna girdim, oğlumunkine de gireceğim. İrem'in göbek bağını ben kestim. Çok heyecanlandım. Müthiş bir duygu. Hayatımda o kadar maçta, stresli ortamlarda bulundum ama bu kadar heyecanlandığımı hatırlamıyorum.
Demet çok güzel bir kadın. Güzel bir kadınla olduğunuz zaman, kıskandığınız anlar olabilir. Ama bunu Demet'e hiç yansıtmam.
İkimiz de güçlü karakterliyiz, inatçıyız. Bazen kavgalarımız inat yüzünden oluyor. Neyse ki alttan almayı biliyoruz.

Demet Kutluay
Kendimi 24 ya.ımda tanıdım. Çok değiştim. İbrahim'i tanımadan önce çok bencildim. Kendini düşünen, "Bana ne," diyen bir insandım.
Maçta kaybetmişlerse, İbrahim tamamen içine döner. Kimseyle bir şey paylaşmaz. Onun etrafında olmamak gerekir. Onu kendisiyle yalnız bırakır, evden uzaklaşırız.
İlk hamileliğimde 23 kilo almıştım. Bunda da 25 kilo alırım.
İbrahim'le aramızdaki çok büyük aşk. Tarif edilemez. Birbirimize çarpılıyor gibi olduk. İki bavulla peşinden Yunanistan'a gittim.
Biliyorum ki İbrahim için dünyadaki tek kadınım. Kavgalarımız olur ama, en sinirli halimizde bile birimiz sarıldı mı olay bitiyor.
Hayatımızın hiçbir döneminde şuursuzca para harcamadık.
Dünyaları serseler önüme, bu hayatımla değişmem. İyi ki İbrahim'in peşinden gittim. Belki de Allah tarafından bir şey geldi bana 'doğru insan bu' diye.

* * *
Güzel mankenle, yakışıklı basketbolcu evlenirse ne olur? Sağanak yağmurun altında trafiğe yakalanmış, evlerine giderken, aşklarını göz önünde yaşayan bu çiftin beraberliklerini düşünüyordum. Dört katlı, asansörlü bir villa, evde koşturan iki dadı, bana galoş teklif edecek kadar sterilliğin ön planda olduğu bu evde, samimi iki insanla karşılaştım. Yedi buçuk senelik ilişkilerini masalın büyüsünden uzaklaşmadan yaşamaya özen göstermişler.
İki bavulla beyaz atlı prensinin peşinden giden prenses, kendini bu ilişkide tanımış. "O güne kadar bencil ve bireysel bir hayat sürerken, fedakârlığı aşkla öğrendim," diyor. Prens ise onu yanında götürürken başından itibaren bunun bir sorumluluk olduğunun farkında olduğunu itiraf ediyor. Demet Şener ve İbrahim Kutluay, ilişkilerinde gerçek hayatla, yaşadıkları masalın büyüsünü iyi harmanlamışlar.
Yağmur durmuş, kapıdan çıkarken, "Mutlu aşk yoktur aslında," diyen Aragon acaba onları tanımış olsaydı, ne derdi diye düşünmeden edemedim...

- 'Ne zaman evleniyorsunuz?' sorusundan en çok siz sıkılmıştınız.
Şimdi sizi ne sıkıyor?

-D.Ş: Biz dördüncü senenin sonunda evlendik. Düğünü yapıp, apar topar yurtdışında yaşamak istemedik. İstanbul'daki evimize yerleşmeyi istiyorduk.
-İ.K: Ama bu gene de bir tür baskı yaratıyor. Türkiye'de herkes, birlikte olduğun insanla seni hemen evlendirme çabası içinde..
-D.Ş: Ee tabii malzemeydik, popüler olduğumuz için... Neyse ki en büyük avantajımız yurtdışında yaşıyor olmamızdı. Bu da bizi rahat ettirdi, hele ilişkimizin ilk başladığı dönemde. 24 yaşında iki bavulla İbrahim'in peşinden Yunanistan'a gittim. Evimin ve arabamın anahtarlarını anneme bıraktım. Oysa onu tanıyalı bir ay olmuştu. İbrahim 'Benim Yunanistan'a dönmem lazım, benimle Atina'ya yerleşir misin?' dedi, kabul ettim. Bugün 'Şuradan atlar mısın?' dese onu da yaparım.

-Sizin de aşkınız Demet Şener'in size âşık olduğu kadar kuvvetli miydi?
-İ.K:
İkimizin de popüler olduğu dönemdi, yıpratılabilirdik.
Yurtdışında olmamız ilişkimizin bu kadar iyi gitmesinin nedenlerinden bir tanesidir. Demet iyi bir mankendi. Türkiye'de olsaydık, mankenliği bırakmasını istemezdim ama yurtdışında fedakârlık yapması gereken Demet'ti.

-'Demet için ben basketbolu bırakmazdım,' mı diyorsunuz?
-İ.K:
Yok öyle değil. 12 yaşımdan beri emek sarf ettim basketbola. Sporcu olmak hakikaten kolay değil. Modelliğin de mutlaka bazı zorlukları vardır, ama basketbolcu olmak, başarılı olmak bir günde, iki günde, bir sezonda olmuyor. Çok emek sarf ettim, çok fedakârlıklar yaptım.

-Demet 'Gelmiyorum,' deseydi... 'Ya basketbol ya ben,' deseydi?
-İ.K:
Basketbol devam ederdi. Çünkü zaten orada bir anlaşmam vardı.
-D.Ş: İbrahim basketbola iki-üç sene ara verse, bir daha dönemezdi.
Ben iki-üç sene ara versem, bavulumu toplayıp Türkiye'ye geldiğimde her şey beni bekliyor olacaktı.

-Şimdi ikinci çocuğa hamilesiniz. Planladınız mı?
-D.Ş:
Hayır planlamadık ama istiyorduk. Beş aylık hamileyim.
Şimdiden sekiz kilo aldım. İlk bebekte 23 kilo almıştım.. Bunda da herhalde 25 kilo alırım. Hamilelikte kilo almaktan korkan anne adaylarından değilim. Canım ne isterse onu yiyorum.

-Bu yaşta baba olmaya hazır mıydınız?
-İ.K:
32 yaşımda baba oldum. Çok hazırdım, çok istiyordum. Bazen düşünüyorum, iki sene önce olsaymış İrem ...