kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Aralık 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
YÜKSEL AYTUĞ

Avşar'a kardeşleri bakıyormuş!

Önceki akşam Hülya Avşar'ı Medyatik stüdyolarına beklerken, kardeşi Helin aradı. "Ablam rahatsızlandı. Şimdi hastaneye gidiyoruz. Programa gelemeyecek" dedi. Sonra Hülya Avşar aldı telefonu. Ağlamakla inlemek arası bir sesle konuşuyordu. Özür dilemeye çalışıyordu. "Hiç önemli değil" dedim. "Önemli olan sağlığın... Üzme kendini..." Hülya Avşar'a geçmiş olsun demek ve meraklanan hayranlarını rahatlatmak için onu telefon bağlantısıyla yayına aldık. İğnelerin etkisiyle biraz daha rahatlamış gibiydi. Hemen TMSF olayını sorduk. "Sadece banka hesaplarıma değil, tüm mal varlığıma el konuldu" dedi ve ekledi: "İyi ki kardeşlerim var. Onlar olmasa ne yapardım bilmiyorum." Belli ki varlık içinde yokluk çekiyordu. "Yanımda çalışanların maaş ödemeleri var, bir sürü masrafım oluyor. Ailem yardımcı oluyor bu konuda bana" diye ekledi. Buradan çıkardığım sonuç, sevgilisi Sadettin Saran'dan maddi yardım almayı reddettiğiydi. "Evlilik ne zaman?" diye sordum. "Halimizden memnunuz. Bu konuyu medya kadar önemli bulmuyoruz, nasip, kısmet" mealinde bir şeyler söyledi. Başbakan Erdoğan için kullandığı "ürkek kedi" benzetmesinin "kadınca" bir niteleme olduğunu ama Başbakan'ın, yakın çevresindeki siyasetçiler tarafından bu konuda yanlış yönlendirildiğini söyledi. DTP Başkanı Ahmet Türk'ü programında ağırlamaktan vazgeçmediğini, bu buluşmanın çok yakında gerçekleşeceğini üstüne basa basa tekrarladı. Avşar'ın 10 dakikalık telefon bağlantısından, en az üç manşet çıktı. Programdaki partnerim Doğa Rutkay ile birbirimize bakıp, "Ya bir de programa katılabilseydi?" dedik. Diğer konuğumuz Uğur Dündar da çok formdaydı. Habercilik etiği üzerine çok önemli konuların altını çizdik. Mehmet Ali Birand ile arasındaki reyting savaşını masaya yatırdık. Dündar, "ağabeylerim" dediği Mehmet Ali Birand ve Ali Kırca için "Anchorman'likte önümüzü açan isimler" nitelemesinde bulundu. Doğa, "Mehmet Ali Birand ile daha önce arkadaş mıydınız?" diye sorunca Dündar, "Mümkün değildi ki" dedi ve ekledi: "O aristokrat bir aileden gelen, öyle bir ortamda yetişen biri. Bense orta halli, hatta fakir diyebileceğimiz memur çocuğuyum. Farklı mahallelerin insanıyız..." Sözleri çok manidardı, çok...