Özel güvenlik ordusu

Bir yıl önce "Silahlı" özel güvenlik görevlisi sayısı 100 bini bulmuştu.
"Silahlı" özel güvenlik sertifikası verilenlerin sayısı da 150 bini geçmişti.
Belli ki, işlemleri yapan ama iş bulamayanlar (yeni başvurular hariç) 50 bini buluyordu.
Bu insanlar, ki çoğu işsiz genç; sınavlar ve atış talimleri için 1000 YTL ödüyor.
Ve beş yılda bir yine ödemek, yeniden sınava girmek zorundalar.
Adana'da ATM'i korumak isterken öldürülen görevliyi hatırlıyor musunuz? 2009'da yeniden sınava girecekti. Yaşasaydı. Yeniden para da verecekti. Yeniden, genellikle asgari ücretli olan işine tutunabilmek için.
Sınavı geçen bir 400 YTL de devlete harç veriyor.
İşin bir sürü boyutu var: Biri elbette çalışanların durumu, istismarı, haraçlara, angaryalara gömülmesi. Köle gibi kiralanması.
İkincisi, memlekette, para karşılığı,100 bin kişilik "özel" bir silahlı gücün oluşması.
Üçüncüsü, bu gücü güçlü bazı firmaların iştigal alanları.
Dördüncüsü, kimi şirketin başka dünyalarla bağlantıları; güvenlik şirketinin paravan rolü, elemanlara verilen diğer işler!
Beşincisi, polisin durumu. "Asayiş" ten ne anlaşıldığı. Polis ve asayiş bir "seçilmiş hükümet" sorumluluğu iken, 100 bin kişilik özel güvenlik ordusundan doğrudan kimin sorumlu olduğu.