kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Aralık 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ERDAL ŞAFAK

Tatbikatta bir ayrıntı

15 icracı bakanlık (İçişleri, Dışişleri, Adalet, Milli Savunma gibi), 23 kamu kurum ve kuruluşu ile Adana, Ankara, Diyarbakır, İstanbul, Kocaeli, Mardin, Mersin ve Şırnak'taki il kriz merkezleri hafta başından beri ortak bir tatbikat yapıyorlar.
Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nce 1998'den bu yana her yıl düzenlenen bir "Planlı tatbikat" bu.
Amaç, " Milli alarm sistemi "nin çalışıp çalışmadığını denetlemek. "Milli alarm sistemi", devleti meydana getiren tüm birimlerin olaylara zincirleme ve eşgüdümlü tepki göstermeleri anlamına geliyor.
Bu tatbikatlarda, tek yıllarda iç kaynaklı tehditleri, yani doğal felaketler (Deprem, su baskını, heyelan, büyük kazalar) ile terörizmi konu alan senaryolar sahneleniyor. O nedenle de "Afet Kriz Yönetimi Tatbikatı" diye adlandırılıyor.
Çift yıllarda ise dış etkenlerin tetikleyebileceği krizlere karşı hazırlıklar test ediliyor. "Milli Kriz Yönetimi Tatbikatı" denilen bu tatbikatlar da "Güven" adıyla anılıyor.
Bir başka deyişle, "Güven" tatbikatlarının konusunu "Asimetrik tehditler" oluşturuyor.
Örneğin "Güven-2004 Milli Kriz Yönetimi Tatbikatı"nın senaryosu, hayali bir turuncu ülkenin hayali bir mavi ülkeye karşı krizi tırmandırıcı girişimlerine ve kimyasal silahların da kullanılabileceği uluslararası terörist faaliyetlere dayandırılmıştı.
"Güven-2006" tatbikatının konusu olarak da hem kimyasal, hem de biyolojik kitle imha silahlarına sahip terör örgütlerinin ülkenin toprak bütünlüğünü hedef alan asimetrik tehditler seçildi.

Yeni bir asimetrik dış tehdit
"Güven-2008" tatbikatı ise "Zaman atlamalı, büyük ölçekli ve dış tehditten kaynaklanan bir krizi esas alan" senaryoya dayandırıldı. Hayali mavi ülkenin istikrar ve güvenliğine yönelik tehdit ve tehlikeler geçmiş yıllarla karşılaştırılımayacak kadar zenginleştirildi: Terörizm, enerji güvenliği, nüfus hareketleri, siber saldırı ile uluslararası insan, uyuşturucu ve akaryakıt kaçakçılığı... Bu asimetrik tehdit odaklarının sahip oldukları varsayılan kitle imha silahları da epeyce çeşitlendirildi: Kimyasal, biyolojik, radyolojik, nükleer... ABD Başkanı Bush'un Irak'a aslında sahip olmadığı kimyasal silahları gerekçe gösterip savaş açtığı bir çağda, böylesine ürpertici cephaneliği bulunan simetrik veya asimetrik tehditlere bin kere savaş ilan edilir!
Buraya kadar güzel. Ancak "Güven2008 Milli Kriz Yönetimi Tatbikatı"nın senaryosunda "Asimetrik tehditler" arasında ilk kez sayılan bir konu daha var: "Asılsız soykırım iddiaları".
Evet, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nce belirlenen "Asimetrik tehditler" listesine her türlü kitle imha silahına sahip terör örgütlerinin, siber saldırıların, toplu göçlerin, uluslararası kaçakçılıkların yanı sıra, asılsız soykırım iddiaları da girdi!
Bunu hiç de hayra alamet görmüyoruz. Çünkü Ermeni soykırımı iddialarının önümüzdeki dönemde ciddi bir krize yol açması olasılığı bulunduğu, "Milli alarm sistemi"nin ona göre hazırlanmasına başlandığı anlamına geliyor.
Peki, Türkiye'nin Ermenistan açılımına, iki ülke tarihçilerinin ortak komisyon oluşturmaları önerisi epey yol almasına rağmen, Türkiye açısından böyle bir tehdit veya tehlike var mı? Evet, var. Kaynağı da malum: ABD.
Yeni Başkan Barack Obama, Ermeni soykırımını tanıma düşüncesinden vazgeçmedi. Tam tersine, seçimlerden hemen bir gün önce, 3 Kasım'da ABD Ermeni Ulusal Komitesi'ne (ANCA) gönderdiği mesajda, bu konudaki taahhüdünü tekrarladı, ayrıca Kongre'deki Ermeni soykırımı karar tasarısının (Ünlü 106 no'lu tasarı) sonuçlanması için elinden gelen çabayı göstereceğini de bildirdi.
Obama'nın Dışişleri Bakanlığı'na getirdiği Senatör Hillary Clinton da Ermeni iddialarına destek veriyor. Bu desteğini 106 no'lu karar tasarısına imza koyarak açıkça ilan etti.
Yani ABD'nin yeni dönemdeki tablosu bizim açımızdan hiç de açıcı değil. Ve de son derece tehlikeli dinamikleri tetiklemeye gebe. Daha açıkçası, stratejik ortağımız, tatbikat senaryosundaki "Turuncu ülke" olmaya aday!
Zaten "The Economist" dergisi de son sayısında "ABD'den Türkiye'ye doğru fırtına bulutları yola çıktı" diye yazdı.
MGK'nın asılsız soykırım iddialarını "Dış tehditten kaynaklanan krizler" listesine alması boşuna değil.