kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
2 Aralık 2008, Salı
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Baykal'dan "tek partili" yanıt

AA
Giriş Saati : 02.12.2008 15:58
Güncelleme : 02.12.2008 19:22
Yeni Haber
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisine son dönemdeki türbanlı ve çarşaflı katılımlarla ilgili eleştirilere, "tek parti" dönemini eleştirerek yanıt verdi. Cumhuriyet döneminde Atatürk Bulvarı'nda kılık kıyafeti müsait olmayan insanların geçemediğini hatırlatan Baykal, "Tek parti zihniyeti oydu. Kıyafetini düzelt gel de öyle geç diyorlardı" dedi.

Baykal, partisinin TBMM Grup Toplantısında konuştu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ekonomide yaşanan gelişmeleri değerlendiren Baykal, şu andaki işsiz sayısının 2001 krizinden daha yüksek olduğunu söyledi. Kriz nedeniyle çok sayıda fabrikanın kapandığını belirten Baykal, Başbakan Erdoğan'ın krizi örtbas etmeye çalıştığını öne sürdü. Başbakan Erdoğan'ın, işadamlarını suçladığını, yurt dışından para getirilmesi için yasa çıkarttığını ifade eden Baykal, "Ne geldi? Başbakan da umutsuz konuşuyor rakam üzerine" dedi.

Başbakan Erdoğan'ın, sağı solu suçlayarak siyaset yaptığını kaydeden Baykal, "Başbakan onu bunu suçluyor ama sakın yanılmayın Başbakan siyaset yapıyor Başbakan aslında onu bunu suçlayarak kendisini savunmaya çalışıyor. Ciddi bir sorumluluğu olduğu ortada" dedi.



-CARİ AÇIĞIN SORUMLUSU BAŞBAKAN-



AKP iktidarının 2002'de sıfır cari açıkla Hükümeti devraldığını hatırlatan Baykal, şunları söyledi:

"Ekonomik sıkıntının altında yatan birçok faktör var ama bir tanesine dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu hükümet devraldığı zaman yönetimi, Türkiye'nin cari açığı yoktu. Sıfır cari açık devraldı 2002'den itibaren başlamıştır ve bugün krizin etkileri ile biraz düşecektir ama 50 milyar dolar seviyesine gelmiştir. Cari açık probleminin altında bu hükümetin izlediği maliye, para ve kur politikası vardır. Bu hükümetin düzeni borçlan ve harca. Şimdi Türkiye cari açık olmadan fabrikasını açamaz halde, işçisini çalıştıramaz halde. Şimdi geldi kriz vurdu. Cari açık ihtiyacı içine soktun. Yabancılara bağımlı hale getirdin. Şimdi sürdürülemez olunca dünyanın sorunu. Hayır senin sorunun. Bu politikayı sen getirdin. Sıfırdan AKP üretmiştir, şimdi onu idame ettirmenin imkansızlığı karşısında ekonomi sıkışmıştır"



-PAKET ELEŞTİRİSİ-



Baykal, Hükümetin ekonomik krize karşı paket açıklamamasını da eleştirdi. Başbakan Erdoğan'ın Hindistan dönüşü paket açıklayacağını söylediğini; ancak bu yönde bir gelişme olmadığını ifade eden Baykal, "Başbakan şimdi "Beklemeyin, illa ambalajlı mı olacak? Biz gerekeni yapıyoruz' demeye başladı. Durumu idare etmeye çalışıyor" dedi.

Hükümetin IMF politikasını da eleştiren Baykal, IMF konusunda Başbakanın kafasının karışık olduğunu öne sürdü. Başbakan Erdoğan'ın, IMF'nın Türkiye'nin kalkınma hızını düşürmek istemesinden yakındığını söylediğini hatırlatan Baykal, "Eğer IMF ile anlaşmadan kalkınma hızını gerçekleştirme imkanın varsa, gerçekleştirmezsen namertsin" dedi.

Hükümetin, kriz paketini açıklamamasının sebebinin IMF ile anlaşma olmamasına bağlayan CHP Lideri Baykal, "Paket niye çıkmıyor? IMF ile anlaşma olmadığı için çıkmıyor. IMF ile anlaşırsa paket çıkacak. IMF'den ne bekliyor? Para bekliyor, döviz bekliyor. IMF'den gelecek paranın adı belli olmadığı için paketi çıkaramıyor" diye konuştu.



-GEOMETRİ DERSİ ESPİRİSİ-



Başbakan Erdoğan'ın "Kriz bizi teğet geçti" sözlerini hatırlatan Baykal, geometri dersli espiri yaptı. Baykal, "Başbakan, kriz bizi teğet geçti deyince, okulda geometri dersi nasıldı diye düşündüm. O dersi iyi öğrendi mi teğet konusunu hocaları ona tam anlatmamış. O konuda ek çalışmaya ihtiyacı var" dedi.



-SEÇMEN KÜTÜKLERİ ELEŞTİRİSİ-



Baykal, konuşmasında adrese dayalı nüfus sayım sistemini de eleştirdi. 6 milyon yeni seçmenin bir senede ortaya çıktığına dikkat çeken Baykal, bu uygulamayla sayım işlerinin İçişleri Bakanlığına verilmesini eleştirdi. Bu yolla seçmen kütüğünün belirlenmesinin sağlıklı olmadığını vurgulayan Baykal, şöyle konuştu:

"Yani devlet memurlarının, yani hükümetin belirlediği kişilerin verecekleri cevapla hallediliyor. Hakimler halletmiyor, eskiden yargıçlar hallederdi. Bu anayasa bakımından incelenmelidir. Bu konu Anayasal olarak şaibelidir. 10 günlük bir itiraz süresi kesinlikle yeterli değildir. Hukuka aykırı bir uygulamadır. YSK'nın kendi denetiminin dışında oluşmuş, bürokrasinin hazırladığı kütük konusunda normal itiraz sürsini de kısıtlaması ciddi tartışmalara neden olabilir. Bu 6 milyon ek yazımın kimden kaynaklandığını daha yeni incelemeye başlıyoruz. Nereden gelmiş incelenene kadar itiraz süresi bitmiş olacak. O sürenin derhal uzatılması lazımdır. Çok temel bir konudur. Bir süredir bu tip tartışmalar gündemimizde yer buluyor buna bir son vermek lazım. En azından kütüklerde bir sorun olamamalı."



-ÇARŞAF TARTIŞMALARI-



Baykal, Grup konuşmasında partisine türbanlı katılımlarla ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu. Tartışmaları dikkatle izlediklerini belirten Baykal, örtülü katılımlara bazı insanlar tarafından iyi niyetle laiklik kaygısıyla yaklaştığını kaydetti. Konunun, laikliğe bilinçli şekilde karşı olanlar tarafından da değerlendirildiğini ifade eden Baykal, "Bu çevreler, CHP'nin bu tavrını, sadece bir saygı gösterme, anlayışının ötesinde, gerçekten 'laikliğe ayrı bir çizgiye çekebilir miyiz?' diye bir gayretin içine girdiler" dedi.

CHP'nin tavrının çok açık olduğunu belirten Baykal, "Herkes çok iyi bilmelidir ki, kadınlarımızın kendi şartları içinde, tercih ettikleri örtünme biçimi tek başına herhangi bir şekilde siyasetin ve laikliğin bir değerlendirilmesi için ipucu olarak alınamaz. Herkes istediği gibi giyinir. Onun kıyafeti ayrıdır, siyaseti ayrıdır" diye konuştu. Baykal, şunları söyledi:

"Toplumun her kesiminden insanlar bir şekilde örtünüyor. Her insana saygı göstereceksin. O onların kendi tercihidir. Kıyafeti 'devlete meydan okuyor' diye algılamak bir saplantının sonucudur. Türkiye'yi zaten bölmüşler, bir de biz mi böleceğiz? O nedenle herkes şunu iyi bilsin. Kıyafetle siyaset arasındaki ilişkiyi birebir tutmak doğru değildir. Elbette herkes istediği gibi kıyafetini yaşar. Toplumumuzun gerçekleri tarihleri ortadadır. Bunları artık hepimiz anlamamız lazım. Kılık kıyafete saygı göstermemiz lazım. Bu oturmaya başladı. Neden böyle yaptınız diyorlar. Alacağım kardeşim alacağım. Bunu herkese göstereceğiz, öğreteceğiz. Demokratik bir toplumda böyle yaşayacağız."

Öte yandan, Baykal'ın bu sözleri sırasında, grup toplantısını izleyene bir vatandaş, "Atatürk olsaydı, bunları almazdı. Atatürk'ün koltuğunda oturan biri çarşafa rozet takmazdı" sözleriyle salondan ayrıldı.



-TEK PARTİ ELEŞTİRİSİ-



Cumhuriyet döneminde, Atatürk Bulvarından kılık kıyafeti uygun olmayan insanların geçemediğini ifade eden Baykal, şunları söyledi:

"Cumhuriyet döneminde Atatürk Bulvarı'nda kılık kıyafeti müsait olmayan insanları geçirmiyorlardı. Poturlu, şalvarlı bir takım insanlar öyle Ankara'ya gelip bulvara girmiyor. Tek parti zihniyeti oydu. Kıyafetini düzelt gel de öyle geç diyorlardı. Biz bir siyasi partiyiz. Yani bir kıyafet tüzüğü mü ilan edeceğiz. Türkiye'deki genel yasaların ötesinde insanları kılık kıyafetine göre yeniden tasnif mi edeceğiz? Böyle bir şey olabilir mi? Türkiye bu ya. Kimse her şeye layıktır. Her yere gider, her meydana da girer bulvarda da yürür, her siyasi partiye girer, CHP'ye de girer.

Aşık Veysel yaşadı bu olayı. Aşık Veysel ölmeden önce Atatürk'le buluşmak istedi. Atatürk'ü görmek istedi. Öncülük yaptılar Ankara'ya getirdiler. Buluşturmak istediler. Ama gidemedi. Kendisini bekleyen insanlara ulaşamadı. Çünkü bulvara çıkmasına izin verilmedi. Bu tek parti zihniyetini şimdi 2009 yılına girerken, Türkiye'de sosyal demokrat bir parti olarak, insancıl bir parti olarak biz mi uygulayacağız?"

CHP'nin, bu yaklaşımını bazı çevrelerce, "Madem siz insanların toplumsal yaşamda kılık kıyafet bakımından istedikleri gibi davranmalarını anlayışla karşılıyorsunuz, onu bir simge olarak devlete de giydirmelerine destek olun" şeklinde yorumlanmasını eleştirdi. Baykal, "Yok öyle şey. Bu ayrı bir şey. Devlet, hiçbir simgeyi yansıtma durumunda değildir" dedi.

(ANKA)