kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
29 Kasım 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
ELVAN DEMİRKAN

Erkeklerin duyarsızlığının sebebi kadınlar olabilir mi?

Bazı erkekler, yetişkinliğin tanımı olan 'bir kadın, iki çocuk ve üç oda' fikrinden uzak yaşamayı tercih ediyor. Kadınlar, böyle erkekleri bencil ve olgunlaşma özürlü görüyor. Erkekler ise bu duruma biraz kızgın... Geçen hafta, 'sevmekten korkan erkekler' başlıklı yazıma bir erkek okurumdan ağır bir e-mail geldi. Evliliğin erkekler için bir iş anlaşması haline geldiğinden yakınıyor okurum ve şöyle diyor:

BEKLENTİLERİ YÜKSEK
"Etrafımda gördüğüm kızların hiçbirisine güvenmiyorum. Daha iyi bir erkek için bir öncekini bırakan, hatta kız arkadaşına bile kazık atan kadınlar var. Onların aşkı, ulaşılması zor erkekler için. Eşitlik istiyorlar ama beklentileri çok yüksek. Erkek, arabanın kapısını kadın için açmazsa, gidilecek restoranı ayarlamadıysa ve hesabı ödemezse, o erkeğin defterini acımasızca dürüyorlar. Bu eşitlik değil, kapris..."
Londra'da yaşadığım dönemde bir barda, hoş ve karizmatik bir İtalyanla tanışmıştım. Birbirimizden hoşlandık ve ertesi gün bir filmi izlemek için sözleştik. Ertesi akşam sinemanın önünde buluştuk, filmi seyrettikten sonra beni yemeğe davet etti. Gideceğimiz restoran bulunduğumuz yere yakın olduğu için yürüdük... Yemeğe oturduğumuzda ben onun karizmasına kendimi çoktan kaptırmıştım ama masanın üzerinden eğilip, söylediği şeyle o karizmayı fena çizdi... "Senin gibi bir kızla daha önce hiç karşılaşmadım; ne zaman soracaksın?" dedi. "Neyi?" diye sordum. "Ne marka araba kullandığımı ve kaç para yaptığımı?" O anda uyandım... Benimkinden çok farklı bir dünyada yaşayan bu erkekle ne işim var diye düşündüm.. Böyle düşünmesine şaşırmama o benden çok şaşırdı. Genelde barlarda tanıştığı kızlar daha ilk başta açıkça bu soruyu soruyorlarmış ve ona göre ilişkiye giriyorlarmış... Şimdilerde erkekler kendilerini pazarlanabilir bir mal olarak görüyorlar... Kadınların beğenisini kazanmak için yakışıklı, yüksek performanslı, varlıklı ve düşünceli olmaları gerekiyor. Ayrıca kadınlarla şimdiye kadar hiç alışmadıkları şekilde, sosyal ve profesyonel anlamda rekabet etmek durumundalar. Çünkü okulda, iş hayatında, spor salonunda, hatta yatakta bile kadınların da peşinde oldukları şey artık aynı: Ekonomik özgürlük, başarı, sağlam vücut ve seks... Modern hayatın ilişki pazarında, 'en iyi'den aşağısı kurtarmayan bir arayış var... Eskiden ilişkilerin başı ve sonu olurdu. Fiziksel yakınlaşma aşamalı gelişirdi. Erkeklerin kadına karşı bir sorumluluk anlayışı vardı. Şimdilerde erkek çekici bir kadınla tanıştığı zaman kadının neyin peşinde olduğunu kestiremiyor. Koca mı? Eğlence mi? Seks mi? Geçici olarak yaşayacağı bir ev mi?

GERÇEKÇİ DEĞİL...
Özgür kadınlar istediklerini elde etmek için karşılarındaki erkeği etkileme oyununu artık cesurca oynuyorlar. Erkekler de, kadınlarla sorumluluk hissetmeden yatıp kalkabildikleri için kendilerini bağlanmaya mecbur hissetmiyor... Yani anlayacağınız hem erkeklerle rekabet edip eşit olmayı, hem de kadınlara özel davranmalarını istemeyi erkekler pek gerçekçi bulmuyor. Geriye de sadece hayal kırıklığı, kalp acısı ve güvensizlik kalıyor...
Beyonce'nin yeni single'ı 'If I Were a Boy' bu hafta Amerika'da bir numaralı şarkı. Şarkının sözlerinde Beyonce kendini; sevmesini bilmeyen, bencil bir erkeğin yerine koyuyor: "Bir gün için erkek olsaydım kadını dinlemesini öğrenirdim ve sevmenin ne demek olduğunu anlardım ve yemin ederim daha iyi bir erkek olurdum."