kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
25 Kasım 2008, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
ŞENGÜL BALIKSIRTI

'Issız Adam'lar ve dağınık yataklar!

Esin (Övet) her gün "Issız Adam'a hâlâ gitmediniz mi?" diye sorup duruyor. Anladım zaten; 30'lu yaşlarında olanları yakalamış film bir yerlerden. Nitekim yanılmadım. Ama tuhaftır, filmi izlediğim salonda yaş grubu hayli yüksekti. (Birileri aşkın adının geçtiği her yere koşuyor.) Neyse... Gelelim 'Issız Adam'a... Bu şehirde, yani İstanbul'da, ilişkiler artık böyle yaşanıyormuş. Esin öyle söylüyor... "Beğendiniz mi filmi?" diye sordu. "Bilmiyorum, bir şeyler beni rahatsız etti" dedim. Galiba en çok da Alper... (İzlemeyenler için; Alper aşkı arayan ama aşkla nasıl yaşayacağını bilemeyen bir adam. Bir ilişkiden diğerine koşarken fazlasıyla kirlenmiş. Aşkı bulduğunda onu yaşamaktan bile korkuyor. Çünkü yalnızlığını seviyor.) "Böyle adamlar var mı?" diye de 'abuk' bir soru sordum... "Öyle çok ki" dedi... "Benim böyle çok arkadaşım var. Üstelik hepsi, kadınlar gider gitmez çarşafları topluyorlar. Bir de diş fırçası takıntıları var. Çünkü kızlar ikinci buluşmada evin banyosuna diş fırçasını bırakıyorlar" dedi. Bir arkadaşı böyle bir olay anlatmış; "Kızın gözünün önünde diş fırçasını çöpe attım. Umarım anlamıştır" demiş. Gördüğünüz gibi dağınık yataklar, buruşuk çarşaflar ve asla görülmek istenmeyen diş fırçaları arasında akıp giden hayatlar varmış. (İKEA'da alışverişte gördüğüm erkekler, o erkekler mi acaba?) Erkekler bir kadına sarılarak uyumaktan nefret ediyorlarmış. Hatta seviştikten sonra, "Acaba ne zaman gidecek. İnşallah kalmaz" diyorlarmış. Hatta durumu abartıp şöyle davrananlar da varmış: Eğer kız gitmeyip kalıyorsa, üstelik bir de o gecenin sabahında birlikte kahvaltı etme planları kuruyorsa; erkek, "Benim sabah çok önemli bir işim var" diyerek sabahın köründe kızla birlikte evden çıkıyor, onu bir taksiye bindirdikten sonra eve dönüyor, çarşafları değiştirip yeniden uykuya dalıyormuş. Eee, peki bu mutsuzluk niye? Hem aşkı aramak, aşkı istemek ama aşkı bulmanın yollarından bu kadar uzak düşmek niye? Onun da yanıtını bir erkek arkadaşımız verdi: "Kızlar 'ihale' gibi erkeklerin üzerine kalmak istiyor. Bıraksınlar bizi biraz." Duydunuz mu kızlar! Aşk böyle bulunmaz... Bulursanız da adı aşk olmaz! Çarşaflar bile hemen değiştirildiğine göre; o hayatta değil cisminiz ve isminiz, bir kokunuz bile kalmaz...