kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Kasım 2008, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Yabancıların borsadaki payı yüzde 67

Giriş Saati : 20.11.2008 16:09
Güncelleme : 20.11.2008 17:14
Yeni Haber
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Turan Erol, 19 Kasım itibariyle yabancıların İMKB'deki payının yaklaşık yüzde 67 civarında olduğunu belirterek, ''Bu yüzde 67'nin, yüzde 45'lik kısmı yabancı fonlara, kalan yüzde 22'lik kısmı ise yabancı tüzel kişilere ait'' dedi.

Erol, SPK'nın 2009 yılı bütçesini sunarken yaptığı konuşmada, Kurulun, kurulun, düzenleme ve denetleme sorumluluğu ile çok sayıda ve çeşitte kurumdan oluşan Türk sermaye piyasasının sistemli biçimde işlemesini sağladığını ifade ederek, SPK'nın geliştirdiği finansman ve yönetim modelleri ile kurduğu gözetim ve denetim sistemi sayesinde, sermaye piyasasını iyileştirmeye gayret ettiğini anlattı.

SPK'nın düzenleme yaparken hukuki ve ekonomik boyutları dengeli bir şekilde ele aldığını belirten Erol, Kurul'un doğrudan denetimin yanında, bağımsız denetim, derecelendirme ve değerleme alanlarında yetkilendirme yaparak sistemin gözetimini sağladığını söyledi.

Sermaye piyasası alanında yaptıkları çalışmaların Türkiye'nin bu alandaki dünya sıralamasına önemli katkılarda bulunduğunu kaydeden Erol, yakın zamanda açıklanan Dünya Bankası İş Yapma Raporu'na göre, yatırımcı koruması alanında Türkiye'nin toplam 181 ülke arasında 53. sırada yer alarak 2008 yılına göre, 13 sıra birden yükseldiğini belirtti.

''EVRENSEL BANKACILIK MODELİ UZUN VADEDE SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİL''

Küresel ölçekte yaşanan finansal krizin, ''yatırım bankacılığı ile ticari bankacılık ayrımını ortadan kaldırmış gibi'' göründüğünü ifade eden Erol, şunları söyledi:
''Bu süreçte, popülerliği artan evrensel bankacılık modelinin; uzun vadede sürdürülebilir bir model olmadığını düşünmekteyiz. Bu model, kendi içinde pek çok potansiyel problemi barındırmaktadır. Kredi verilen firma ve bu firmanın menkul kıymetlerine yatırım yapacak yatırımcılar açısından pek çok hassas nokta bulunmaktadır. Ticari banka, bir yandan kredi kullandırdığı şirket hakkında tüm gizli bilgilere sahip olurken, diğer yandan parasını yönettiği müşterilerine yatırım tavsiyelerinde bulunacaktır. Bu sistem, içerden öğrenenlerin ticareti, manipülasyon ve çıkar çatışmaları gibi sermaye piyasası açısından pek çok potansiyel sorunun ortaya çıkması için çok elverişli bir ortam hazırlamaktadır. Bu nedenle küresel finans piyasasındaki gelişmeler soğukkanlılıkla değerlendirilmelidir. Unutulmamalıdır ki küresel finansal sistemin ve ekonominin geleceği finansal aracılık sisteminin gözden geçirilip yeniden yapılandırılmasına bağlı olacaktır.''

''TEDBİRLER ALDIK, ALMAYA DEVAM EDECEĞİZ''

Yaşanmakta olan küresel krizin sinyallerinin alınması ve etkilerinin hissedilmesiyle birlikte SPK olarak, kriz yönetimi konusunda üzerlerine düşen tedbirleri aldıklarını ve almaya devam ettiklerini anlatan Erol, ''Bu çerçevede, sermaye piyasasında likiditeyi ön planda tuttuk, sonucunu kestiremediğimiz politika değişikliklerinden kaçındık, yatırımcı güvenini sağlamaya devam ettik, uluslararası finansal raporlama standartları ve risk yönetimine ilişkin çalışmalarımıza özel önem verdik'' diye konuştu.

İMKB'de yatırım yapan yabancı yatırımcıların eğilimlerinin anlaşılması için düzenli olarak çalışmalar yaptıklarını belirten Erol, şöyle devam etti:
''19 Kasım itibariyle yabancıların İMKB'deki payı yaklaşık yüzde 67 civarındadır. Bu yüzde 67'nin, yüzde 45'lik kısmı yabancı fonlara, kalan yüzde 22'lik kısmı ise yabancı tüzel kişilere aittir.

Küresel krize neden olan gelişmiş finansal tekniklerin nimetlerinden yararlanamamış olmamıza rağmen, son 5 yılda sermaye piyasaları yolu ile özel sektöre doğrudan yaklaşık 25 milyar dolarlık kaynak aktarılmış, menkul kıymet yatırım fonları ile 20 milyar dolar seviyesinde bir tasarruf oluşturulmuş, emeklilik fonları da yaklaşık 5 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşmıştır.''

''SPK HAZİNE'DEN YARDIM ALAN DEĞİL, KAYNAK AKTARAN KONUMDA''

Kurulun 2008 yılı mali bütçe ödeneğinin 54 milyon 110 bin YTL olduğunu belirten Erol, Ekim sonu gerçekleşmeleri bazında yapılan yıl sonu gerçekleşme tahminlerine göre, gelirlerin 2008 yılı bütçe tahmini tutarında gerçekleşmesinin beklendiğini kaydetti.

Bu gelirlerin yüzde 83'lük kısmının kayıt ücretleri, yüzde 10'unun ise borsa paylarından oluşmasının beklendiğini anlatan Erol, ''SPK'nın 2009 yılı faaliyetleri için, 2008 yılı ödeneğine göre, yüzde 13 düzeyinde bir artış öngörülerek 61 milyon 176 bin YTL ödenek teklifinde bulunuldu'' diye konuştu.

Turan Erol, SPK'nın gelir kaynaklarının, sermaye piyasası araçlarına ilişkin kayıt ücretleri, borsalardan alınan paylar, gayrimenkul kira gelirleri ve diğer gelirlerden oluştuğunu anlattı. SPK Kanunu'na göre, Kurul gelirleri, giderlerini karşılamaya yetmediği takdirde, Hazine yardımı alma imkanının da bulunduğunu belirten Erol, ''Ancak, SPK Hazine'den yardım alan değil, kaynak aktaran bir konumdadır. Hazine'ye aktarılan kaynak tutarı, 2007 yılında 6 milyon YTL, 2008 yılında ise 10,9 milyon YTL olarak gerçekleşmiştir'' dedi.

AA