kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
15 Kasım 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
YÜKSEL AYTUĞ

Emniyet kemerine takılan ruh

Üniversiteden arkadaşım Orhan Özyapar, Polonya televizyonlarında yayınlanan trafik uyarı kliplerinden birkaçını göndermiş. Bir de not iliştirmiş: "İnsanı rahatsız eden ve etkileyen filmler. Bizde hep 'Trafik canavarı olma' deyip, bırakırlar. Oysa ortada canavar yok, masum görünen şeylerin acı sonuçları vardır..." Uyarı kliplerini izledim. Sarsıcı, "tokat gibi" sahnelerle donatılmışlardı. Hayatlarının baharında, birbirine çılgınca aşık çifti, arkadaşları gezmek için otomobillerine davet ediyor. Otomobil, dikkatsizlik sonucu karşı yönden gelen araçla çarpışıyor. Derken arkadan gelen bir başka araç da onlara çarpıyor. Bu sırada otomobilin içinde olup bitenler ağır gösterimle ve tüm gerçekliğiyle izleyenlere aktarılıyor. Kemer takmadığı için yerinden fırlayıp, camdan uçan bedenler, çarpmanın şiddetiyle sevgilisinin kafasına hızla vuran delikanlının ölümcül bir silaha dönüşen vücudu, kırılan camlar, fışkıran kanlar ve ambulansta yan yana dizilmiş ceset torbaları içindeki cansız bedenler... İnsan böyle bir sahneyi ancak "kaza anında" görebilir. Ama Polonyalılar "önceden göstermeyi" başarmışlar. İrkiliyor, korkuyor, dehşete kapılıyorsunuz. Ama izledikten sonra her direksiyona oturduğunuzda eliniz otomatik olarak emniyet kemerine gidiyor. İkinci film çok daha etkileyiciydi. Kaza yapmış bir aracın şoför mahallinde can vermiş olan sürücünün ruhu, bedeninden kolayca ayrılıp, göğe yükseliyor. Yolcu koltuğundaki adamın ruhu da ayrılmayı deniyor ama emniyet kemeri bağlı olduğu için ona takılıyor ve bedende kalıyor. Yaralı, bir süre sonra kıpırdıyor ve kendine geliyor... Bizde yasak savmak için yapılan üstün körü trafik klipleri, RTÜK zorunluluğu nedeniyle yayınlanır. Ne zaman? Sabaha karşı 04.00'te... Çünkü o dilimin reytingleri pek önemsenmez... İddia ediyorum: Polonya televizyonlarında yayınlanan bu iki klip, sadece bir hafta süreyle bizim televizyonların prime time kuşağında ekrana getirilsin, ölümle sonuçlanan trafik kazalarında yarı yarıya azalma olmazsa, mesleği bırakırım...