kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
15 Kasım 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MEHMET BARLAS
BAŞYAZI

Prens Charles büyüyünce Kral olacağını zannediyordu...

Ekonomik ve siyasal gelişmeleri daha keskin söylemlerle yorumlamak ve olacakları öngörmek konusunda, çarpıcı örnekler vardır. Örneğin şimdi Amerika'da ağızdan ağza dolaşan şöyle bir kehanet cümlesi var:
- Bu ekonomik kriz böyle devam ederse tüm bankalar batar ve sadece kan bankaları ile sperm bankaları ayakta kalır!
Buna benzer bir söylem de dünyadaki cumhuriyetçiler tarafından monarşiler hakkında seslendirilir...
- Sonunda dünyada sadece iki kral kalacaktır. Bu krallardan biri iskambil kâğıtlarında, diğeri de İngiliz tahtında bulunacaktır.
Ancak dünyanın gerçekleri, bu kehaneti de boşa çıkardı.
Üç gün önce 60'ıncı doğum gününü kutlamasına rağmen, İngiliz Veliaht Prensi Charles, hâlâ kral olamadı. Annesi Kraliçe Elizabeth 82 yaşında ama hem sağlıklı, hem de tahtını oğluna terk etmeyi hiç düşünmüyor. Prens Charles'ın ikilemini düşünebiliyor musunuz? Doğumunda kendisi için belirlenen meslekle arasında annesinin sağlığı var.
Aklı çalışır yaşa gelen çocuğa hemen sorulur:
- Büyüyünce ne olacaksın?
Çocuk da çevresinden edindiği bilgilere ve genlerinin dürtüsüne göre kendince cevap verir bu soruya:
- Pilot olacağım...
- Futbolcu olacağım...
- Baba olacağım...

Ne olacaksın?
Eğer o çocuk İngiltere Kraliçesi'nin en büyük evladı ise "Büyüyünce ne olacaksın" sorusuna vereceği cevap tektir:
- Büyüyünce Kral olacağım!
Acaba 60'ıncı doğum günü partisinde bulunanlar, hala "Veliaht Prens" konumundaki Prens Charles'a şunu da sordular mı?
- Ne zaman büyüyeceksin?
Allah sağlık ve uzun ömür versin ama Kraliçe kazara hastalansa ve hatta bilincini kaybetse bile, tahtı boşaltmazmış. 1937 tarihli bir yasaya göre, sadece yetkilerini veliahda devredermiş.
Tabii ki Prens Charles'ın durumuna üzülecek halimiz yok.
Ama "Değişim" in birilerinin yaşamlarının sona ermesine bağlı olması da çok adaletli bir durum değil. Çünkü bu "Ölüm" denilen şeyin yaşa, başa baktığı görülmüş değildir.
Mesela güzelim Diana'yı Paris'te bir trafik kazasında bulur ölüm. Bu ölümle Prens Charles "Dul" olur ama "Kral" olması annesinin yaşamına endekslidir.

Ölüm Allah'ın emri
Bazılarının yükselmesinin birilerinin ölmesine bağlı olması, siyasette de yok mu?
Örneğin Özal ölmeseydi ne Demirel Cumhurbaşkanı, ne de Çiller Başbakan olabilirdi.
Bir dönemde CHP içinde herkes "İnönü'den sonra ne olacak" sorusuna cevap arardı.
1970'li yıllardan birinde İnönü hastalanmıştı... Bilge bir CHP'liyle konuşurken, "İnönü ölürse yerine kim geçer" konusu gündeme gelmişti.
Bu CHP'li gülüp, cevaplamıştı soruyu:
- Bunu hiç düşünmeyin. Mezarlıklar İnönü'nün ölümünü bekleyenlerle doludur.
Ama sonuçta İnönü yaşarken Ecevit hem CHP Genel Başkanı hem de Başbakan oldu.
Bugün Ecevit de yok aramızda.
Ne var ki yaşayan CHP'lilerden hiçbirisi Başbakan olamadı.
Mesela Abdullah Gül Başbakan da oldu Cumhurbaşkanı da oldu.
Prens Charles için özellikle Kraliçe'nin sağlığı, siyasetçiler için de genellikle seçmenin iradesi büyüyünce ne olunacağını belirliyor neticede.