kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
13 Kasım 2008, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MEHMET BARLAS
BAŞYAZI

Obama 4'üncü Amerikan Cumhuriyeti'nin başkanı mı?

Değişimi, Obama'da olduğu gibi yeni liderlerin derilerinin rengine değil de, onları ön plana çıkartan ortama bakarak anlamaya çalışmak, galiba daha sağlıklı teşhislere varabilmemizi sağlıyor.
Bunu Salon.com'da "Amerika'nın 4'üncü Cumhuriyeti "ni irdeleyen gazeteci-tarihçi Michael Lind'in makalesini okurken derinine hissettim.Bu makaleyi bana gönderen arkadaşım Mansur Forutan'a teşekkür borçluyum.
Amerikan tarihinde yaşanan değişim süreçlerini şöyle sıralamış Lind:
Şimdiye kadar her biri aşağı yukarı 72 yıl süren üç Amerikan Cumhuriyeti yaşandı. Birinci Cumhuriyet kuruluş ile iç savaş arasındaki (1788-1860) dönemdeydi. İkinci Cumhuriyet 1860-1932 arasındaydı. Üçüncü Cumhuriyet "New Deal "den "Medeni Haklar " dönemine kadar (1932-2004) sürdü. Şimdi 2004'ten beri Dördüncü Cumhuriyet yaşanıyor.
Obama da bu 4'üncü Cumhuriyet'in bir yansıması.
Michael Lind, mesela 2'nci Cumhuriyet'e geçişin, aynı zamanda tarımdan endüstriye geçişi işaret ettiğini, ilk endüstri devriminin ürünleri olan buhar makinesinin ve demiryolunun bu dönemi şekillendirdiğini ileri sürüyor. 2'nci Cumhuriyet ise, içten patlamalı motorların, elektriğin dönemi oluyor. Roosevelt'in New Deal demokratlarının kurdukları, sosyal adaletçi ve sosyal güvenlikçi 3'üncü Cumhuriyet, 2004'te Bush'un Başkan seçilmesi ile sona eriyor.

2076'ya kadar
Aşağı yukarı 2076'ya kadar sürmesi beklenen 4'üncü Cumhuriyet'in enerji kaynakları arasında herhalde temiz kömür, güneş enerjisi, nükleer enerji bulunacak. Nano-teknoloji, biyo-teknoloji, enformasyon ekonomisi ağırlıklarını hissettirecekler.
4'üncü Cumhuriyet'in ilk Başkanı Bush olsa da, bu döneme damgasını vuracak Başkan muhtemelen Obama olacak.
Bu dönemde merkeziyetçilikten uzaklaşma, özgürlükçülük ve çoğulculuk yanında sosyal hassasiyetler de, değişimin itici güçleri olacak.
Bunlar uzun bir makalenin çok özet aktarımıydı.
Neticede Amerika'nın tarihsel süreçlerini numaralayıp, bunları birer farklı cumhuriyet olarak nitelemek bir sosyal bilimcinin fantezisi olabilir. Lind'in savlarına karşı farklı savlar da çıkartılabilir.
Ama "Değişim"i oluşturan ekonomik ve sosyal koşullar yanında, değişimin köşebaşları olan kişiler ve olaylar herhalde görmezden gelinemez.

Bizim cumhuriyetlerimiz
Bizde Mehmet Altan'ın ortaya attığı "İkinci Cumhuriyet" tezini Lind'in makalesindeki verileri bize uyarlayarak değerlendirdiğinizde, üçüncü ve dördüncü cumhuriyetlerimizin de bahis konusu edilebileceğini görürsünüz.
Demokrasiye geçişin ötesinde, kentliliğe geçiş, dünyaya siyasal ve ekonomik açılma ve çoğulculuk gibi olguların ağırlıklı biçimde etkilerini hissettirmeleri yanında, Sovyetler'in çöküp dağılması, Irak'ın işgali ve sonuçları da, Türkiye Cumhuriyeti'nin altyapısındaki temel değişiklikleri tetiklemiştir.
Bunun yanında "Globalleşme" ve "Bilişim Devrimi" gibi olguları biz Türkler, Amerikalılarla aynı anda ve aynı biçimde etkilenerek yaşamaktayız.
Yeni dönemi anlamaya çalışmak yerine, bu dönemi eskinin klişeleri, öfkeleri ve kamplaşmaları içinde geçirmek ise, bize özgü bir dramdır.