Atatürk ve Wimbledon

Dün ölüm yıldönümünde bir kez daha hep birlikte andığımız ulu önder Atatürk, "Dünyada spor hayatı, spor alemi çok önemlidir. Bu kadar önemli olan spor hayatı bizim için daha önemlidir" demişti.
İstanbul Cup Tenis Turnuvası'nın bir temsilcisi olarak dünyayayı gezmeye başlayınca, bu cümlenin anlamını daha iyi kavradım. Dünya siyasetini ve ekonomisini yöneten tüm ülkeler için spor çok önemli. En saygın kimlikler sporun içinden çıkıyor veya çıkartılması için çaba harcanıyor. Medeniyetin temsilcisi ülkelerde, spora karşı olağanüstü bir saygı var. Çünkü sporun zorlu, acımasız, eziyet dolu yolunda, sporcuların, saygıya, sevgiye, takdir edilmeye, ödüle ihtiyacı var. Aksi taktirde, bu kadar eziyetli bir yaşama hiçbir genci sokamazsınız. Onun içindir ki Amerikan üniversiteleri ve kolejleri, tenis oynayan gençlerimize sorgusuz sualsiz kapılarını açıyor. Yüzlerce gencimiz, bu sayede belki de ömür boyu elde edemeyecekleri bir değeri yakalama fırsatı buldu.

SPORUN VERECEĞİ MESAJLAR
Tüm bunlar birkaç sporcunun getireceği birkaç madalya uğruna mı yapılıyor? Hayır! Spor, bireylerin sağlıklı yetişmesini sağlamakla birlikte manevi değerleri de yüceltiyor. Bireyin, ülkesine bağlılığı pekişirken, dünyaya da sempatik bir şekilde, barış ortamı içinde güçlü mesajlar veriliyor.
Bir Amerikalı'ya, Olimpiyatlarda elini kalbinin üstüne koyarak kürsüye çıkan bir sporcudan daha etkili kim mesaj verebilir ? George Bush mu, Bill Gates mi?
Sporcular, bu bilinç doğrultusunda motive ediliyor. Onun içindir, kürsüde gözlerden akan yaşlar. O başarının, ülkeleri için ne anlama geldiklerini biliyorlar ve saygı, sevgi içinde milli hislerle donatılarak sahaya çıkartılıyorlar. Böyle olmasına rağmen, dün yine gördüm ki, bizde olan değerler onlarda yok. Venus Williams'ın köprü üzerinde, Avrupa'dan Asya'ya raket sallarken dünyaya verdiği mesajda, Maria Sharapova'nın Topkapı Sarayı'ndaki zenginliği görünce yaşadığı şaşkınlığında, bunları görmek mümkün.
Ama daha da önemlisi, Atatürk'e olan sevgimiz ve Türk bayrağına olan saygımız. Teniste Wimbledon'da final oynayan bir gençi yetiştirmek için bilimsel çalışma kadar bu yüce duygulara da ihtiyaç var. Türk gencinin acı ve zorluklarla dolu bu yolda ihtiyacı olduğu inanç, Atatürk'ün söylediği gibi;
"Damarlarındaki asil kanda mevcut!"