kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
9 Kasım 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

Dünyanın en zekileri bizim için buluştu

07.11.2008
Türkiye'de zekâ oyunları konusunda gelmiş geçmi. en büyük başarıyı elde ederek 2008 Dünya Zekâ Oyunları şampiyonası'nda ikinci olan Mehmet Murat Sevim, aynı şampiyonada dünyanın en zeki adamı unvanını alan Alman Ulrich Voigt ile Sabah için röportaj yaptı..
İLİŞKİLİ HABERLER
Dünyanın en zekileri bizim için buluştu
- Biz seni tanıyoruz ama Türk okuyucular için önce kendini biraz tanıtır mısın?
- 32 yaşımdayım, Leipzig'de doğdum, şu anda Freiburg'da yaşıyorum. Matematik eğitimi aldım ve okulda kaldım. Ancak yıllar geçtikçe motivasyonum azaldı ve şu anda eğitimime ara verdim.

- Hemen sorayım, altıncı kez dünya şampiyonu olmak nasıl bir duygu?
- Sen nasıl hissederdin? Kazanmaya alışınca çok fazla özelliği kalmıyor aslında. Ama yine de harika bir duygu, özellikle bu yıl şampiyonaya iyi başlamamıştım ve kazanmayı beklemiyordum. Oyunlarda ve yarışmalarda her zaman hırslı olmuşumdur ve sonunda en iyi olduğum bir alan buldum. Şampiyon olmak isteyen beni yenmek zorunda. Briç Benim Yolum adlı kitapta dünyanın en iyi briç oyuncularından biri şöyle demiş; "Eğer hayatını bir oyuna adamak istiyorsan, en azından en iyi olmalısın." Ben de öyle yaptım.

- Bu arada yarışmayı ne zaman bırakmayı düşünüyorsun, yani bize de sıra gelir mi diye soruyorum...
- Göreceğiz. Şampiyonluk için yarışabildiğim ve keyif aldığım sürece neden bırakayım ki? Eğer beni yenemeyeceğini düşünüyorsan şansını Dünya Sudoku Şampiyonası'nda deneyebilirsin. Sudoku'dan hiç hoşlanmıyorum ve o yarışmaya katılmayı hiç düşünmüyorum. Ama orada da Amerikalı Thomas Snyder (Son iki yılın Dünya Sudoku Şampiyonu) var tabii.

- Normalin üzerinde zeki olduğunu ne zaman fark ettin? Farklı bir çocuk muydun? Ailenin yaklaşımı nasıldı bu konuya?
- Aslında çok zeki olduğumdan kuşkuluyum. Bazı yeteneklerim var doğru, ama hayatım boyunca o kadar çok hatam oldu ki kendi küçük dünyam dışında zeki olduğumdan kuşku duyuyorum. Çocukken çok erken yaşta satranç öğrenmiştim, beş yaşımdayken. Satranç ve matematik yarışmalarında çeşitli başarılarım olmuştu. Bu yönden bakıldığında gerçekten farklıydım. Ama aykırı olma durumu her zaman olumlu değildi.

IQ'SUNU ÖLÇTÜRDÜ. SONUÇ: 145
- IQ'nu ölçtürdün mü hiç?
- Şans eseri son IQ testimi bir ay önce yaptım, resmi Mensa IQ testiydi. 145 puan aldım ki, bu özel testten alınabilecek en yüksek puandı. Ancak bu tarz testlere çok önem vermiyorum, özellikle zekâ oyunları ile uğraştığım ve şampiyonalara katıldığım için oldukça pratik yapmış oluyorum. Bundan 10 yıl önce benzer bir testten sadece 132 almıştım. (Bu testte 100 normal zekâ olarak değerlendiriliyor.) Bu sürede daha zeki olmaktan çok, pratik yaptığım için bu tarz sorulara alışkanlığım arttı.

- Dünyanın en zeki adamı sıfatını almak hayatını nasıl etkiledi? İlginç iş teklifleri alıyor musun mesela...
- Dünyanın en zeki insanı olmadığımı söylemiştim. İş tekliflerine gelince, çeşitli bulmaca dergilerinden teklifler geldi, benden zekâ oyunları ve çözüm teknikleri ile ilgili köşe hazırlamamı istiyorlar. Bunun dışında çok fazla ilgi görmedim, tabii bunun en önemli sebebi benim ünlü olmak istememem olabilir.

- Bu yarışmalara katılmaya ne zaman başladın? Yarışmalara nasıl hazırlanıyorsun?
- İlk ulusal yarışmaya katılmam 2000 yılındaydı, bir arkadaşım bu tarz yarışmaları seveceğimi söyleyerek önermişti ve çok haklıydı. İkinci oldum ve WPC'ye (Dünya Zeka Oyunları Şampiyonası) katılma şansım oldu ve ilk yılımda da dünya şampiyonu oldum. Bundan sonrasının nasıl geliştiğini biliyorsun zaten. Hazırlanmaya gelince; şampiyonadan birkaç hafta önce yarışanlarla aynı koşullarda ulusal yarışmalarından ve geçmiş dünya şampiyonalarından sorular çözüyorum. Ama dünya şampiyonalarında genelde ikinci gün performansım daha iyi oluyor, bu da aslında iyi hazırlanmadığımın göstergesi sayılabilir.

- Türkiye'de ne yazık ki çok az kişi benim yakaladığım başarıyla ilgileniyor. Ne sponsor ne de bir ilgili bulamıyoruz yaptığımız işe. Almanya'da toplumun, basının vs. bu alana yaklaşımı, algısı nasıl?
- Çok farklı değil. Bizim de sponsorumuz yok ve tüm yarışmacılarımız WPC katılım masraflarını kendileri karşılamak zorunda. Birkaç yıl önce durum farklıydı, Bastei adlı yayın firması (birçok bulmaca dergisi olan bir yayıncı) ulusal yarışmaların ve WPC katılım masraflarını karşılıyordu. Ancak bulmaca yayıncılığını bıraktıklarında sponsorluğu da bıraktılar. Şu anda organizasyonu 'Logic Masters' adı dernek olarak yürütüyoruz. Çalışmalarımız iyi gidiyor, 100 üyeye ulaştık. Birçok etkinliklerimiz oluyor, zekâ oyunları ve sudoku şampiyonaları düzenliyoruz. Ancak 'dışarıdakiler' bu yaptıklarımızın pek farkında değil ve korkarım bu, çok kolay değişmeyecek.

TEK İŞİM SORU HAZIRLAMAK VE ÇÖZMEK
- Sence WPC'de bireysel başarı mı, takım başarısı mı önemli?
- Bu zor bir soru. Takım şampiyonluğunu tekrar kazanmayı çok istiyorum (Daha önce iki kez kazanmıştık, 2003 ve 2006). Öte yandan en iyi olmak tabii özel bir durum ve bireysel derece daha çok kontrolüm altında olan bir şey. Bu yüzden herhalde bireysel başarı daha önemli ama takım başarısı da ona yakın.

- Günlük hayatında neler yaparsın. Zeka oyunlarından başka ne gibi hobilerin var?
- Şu anda çalışmıyorum, tek işim soru hazırlamak ve soru çözmek (doğruluklarını kontrol etmek). Bu çalışmalarımı evden yürütüyorum dolayısıyla çalışma planımı kendim ayarlayabiliyorum. Zeka oyunları dışında her türlü oyunla ilgileniyorum. Daha önce de belirttiğim gibi çok küçük yaştan beri satranç oynuyorum ve fena bir oyuncu da değilim, son Elo puanım 2300 civarında. Fakat satrançta daha başarılı olmam için çok çalışmam gerekiyor ve bu da bence oyunun keyfini kaçıran bir şey. Bu yüzden turnuva satrancını bırakmaya karar verdim ve çoğunlukla internette, nadiren de turnuvalarda yıldırım (blitz) satranç oynuyorum. Yaklaşık aynı zamanda düzenli olarak briç oynamaya başladım ve kardeşimle iyi bir çift oluşturuyoruz.

ŞU AN BİR SEVGİLİM YOK
- Devlet adamlarına zekâ sorusu çözmeyi öğretmek, onların siyasi ve toplumsal sorunları çözmelerini kolaylaştırır mı sence?
- Hayır böyle düşünmüyorum. Zekâ oyunlarının belirli kuralları, olası tek bir çözümü ve çözüme ulaşmayı sağlayan ipuçları vardır. Gerçek hayatta ise genelde ipuçları yoktur, hatta bazen çözüm bile olmayabilir veya her birinin farklı dezavantajları olan birçok çözümü olabilir. Bazen çözüme ulaşmak için bazı kuralları değiştirmek hatta kurallara uymamak bile gerekebilir ki zekâ oyunlarında buna yer yoktur. Bence politikacıların sorunları kendileri çözmesi gerekmiyor. Politikacıların bunu yapmak için her zaman danışmanları olur ve bu danışmanlar çeşitli çözüm önerilerinde bulunurlar. Politikacıların iyi yapması gereken şey bu çözümlerden hangisinin en iyi olduğuna karar vermektir.

- Zekân konusunda sana söylenen nelerden hoşlanıyor nelerden hoşlanmıyorsun?
- 'Çok zeki olduğum için' insanların benden çok şey beklemesinden hiç hoşlanmıyorum. Zeka oyunlarını iyi çözebilmem başka her konuda iyi olmam anlamına gelmiyor.

- Kadınlarla aran nasıl, kız arkadaşın ya da eşin var mı, varsa IQ'su yüksek mi? Yani akıllı mı yoksa güzel kadın mı?
- Şu an hayatımda kimse yok. Aslında benim için hangisinin önemli olduğunu bilmiyorum, en azından doğru kişiyle tanışana kadar. Ama sanırım zeki olması güzel olmasından daha önemli, ne de olsa aşık olduğum kadın başkalarına nasıl görünür bilmem ama bana her zaman güzel görünecektir.
Haberin fotoğrafları