kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
7 Kasım 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
Doublemoon Genel Müdürü Bengi Ünsal, plak şirketlerinin belli bir karaktere sahip olduktan sonra takipçi kitlesi edinebildiğini söylüyor.

Popüler olanla yarışıyoruz

08.10.2008
Müzik endüstrisi batağa saplanmış durumda. Ama müzikte Doğu-Batı sentezini hayatımıza sokan, bizi Mercan Dede, Baba Zula gibi isimlerle tanıştıran bir yapım şirketi her şeye rağmen 10. yaşını kutluyor..
Müzik sektörü kötüye giderken, her geçen gün Doublemoon, Doğu-Batı sentezi albümlerle 10 yıldır bağımsız plak şirketi olarak varlığını sürdürüyor. Tek kaygıları bu müziği insanlara dinletmek olmuş. 10 yıldır oluşturdukları kimlikten ödün vermeyen ve popüler olanla yarışmayı reddeden bir çizgileri var. Doublemoon sanatçıları bugüne kadar dünyada sayısız festivalde boy gösterdi, önemli müzisyenlerle albümler yaparak Doğu'nun tınılarını dünyaya tanıttı. Bu listede kimler yok ki: Baba Zula, Burhan Öçal, Selim Sesler, Laço Tayfa, Orient Expressions, Mercan Dede... Bu doğum günü vesilesiyle Doublemoon Genel Müdürü Bengi Ünsal ile görüştük.

- 10 yıllık süreçte hem Doublemoon bünyesinde hem de Türkiye genelinde müzik nereye evrildi sizce?
-
1998'de bizim ilk çıkardığımız, Barbaros Erköse ile Craig Haris'in İstanbul albümüydü. Aslında bir proje olarak ortaya çıkıyor Doublemoon. Kurucuları diyorlar ki "Biz Doğu ile Batı'yı birleştiren özel bir proje yaptık, bunu gerçekleştirip, elle tutulur hale getirmek lazım. Plak şirketi kuralım..." Özünde Doğu-Batı senteziyle yola çıkılmış bir plak şirketi ama Doğu-Batı etkileşimli bir müzik diyelim, melez bir müzik. Genelde yabancıları ve Türkleri birleştirerek başlanmış. Ama yıllar içinde değişmiş bu. Bana sorarsanız en büyük değişiklik dünyadaki müziğin Türkiye'ye girişinin rahatlaşması. Türk müzisyenlerinin Batı müziğiyle çok daha fazla haşır neşir olmasıyla, kendi içlerinde de o melezleşme oluşmuş. Bugün Mercan Dede sentez yapmak için yola çıkmıyor. Ama bir bakıyorsunuz o tınılar da var.

- Popülerleşme konusunda ne düşünüyorsunuz? Çizginiz giderek poplaşıyor mu?
- 10 yıl önce Doğu enstrümanları kullanıyorduk. Tınılarımız da bu şekildeydi ama Batı formunda müzik de yaratıyorduk. Diğer taraftan hiçbir zaman popüler müzik yapmadık. Hâlâ da öyle. Popülerlik dersek, Hüsnü Şenlendirici'nin 200 bin albüm satışından sonra biraz daha popülerlik kazandık. Bu 10 yıl içinde müzik sektörüne baktığımız zaman, satışlarda ciddi bir düşüş var. Müzikal olarak Batı'nın bazı formlarından etkilenilmeye başlandı. Ama hâlâ pop müzik lider. Öyle ya da böyle dünyayı da fena takip etmiyoruz. Ama korsan aldı başını gidiyor.

- Bir yandan 'Müzik sektörü bitiyor, albümler satmıyor,' deniyor, bir yandan müzik marketlerdeki albüm sayıları da artıyor...
- Müzik endüstrisinin bir şekilde yürümesi lazım. Riske giriyorsunuz ya da girmiyorsunuz, sistemler değişiyor. Eskiden plak şirketi para yatıran mecraydı ve karşılığını alırdı. Ama şimdi müzisyen kendi parasını bulup, albümünü de kendi yapıyor. Plak şirketinin dağıtım ve pazarlama gücünü kullanıyor. Biraz da o yüzden azalmıyor vitrindeki albüm sayısı.

- Sektörün tüm olumsuzluklarına rağmen bağımsız bir şirket nasıl ayakta kalıyor peki?
- Tabii ki finansal bir getiri bekliyoruz, ayakta kalmak için birtakım masraflarımızı karşılamamız gerekiyor. Ama Doublemoon gittikçe daha da karakteri netleşmiş, o kadar da kolay herhangi bir albümün çıkmayacağı plak şirketi oldu. Popüler olanla yarışmıyoruz, tam tersine mümkünse bu müziği popüler hale getirmeye çalışıyoruz. Ama zorlanıyoruz da.

- En büyük zorluk nedir?
- Özellikle müzik, gittikçe daha az satın alınan, lüks haline gelen bir şey oldu. 12 YTL'ye bir albüm satıyorsunuz. Bu 12 YTL'yi bin bir türlü şeye harcıyorlar ama müziğe bu parayı vermeye çekiniyorlar. Ama belli bir karakter oluşturduğunuz zaman sizin de bir takipçi kitleniz oluyor. Emeğe saygı gösteren, bunun korsanını aramayan bir kitle var. Yurtdışında ciddi albüm satıyoruz. Sanatçılarımız yurtdışında, yurtiçinde konserler veriyor. Sanatçılarımızın konserlerinden de onlara hizmet ederek para kazandığımız için idare ediyoruz.

- Yurtdışına açılan bir müzik şirketisiniz. Kültür ofisleri veya Turizm ve Kültür Bakanlığı bunun ne kadar farkında?
- Bilmiyorum ama ben farkında olmaları için elimden geleni yapacağım. Türkiye'nin tanıtımına, küçük de olsa katkımız olduğunu düşünüyorum. Baktığımız zaman 2007 albümleri arasında bir numarada Mercan Dede varsa, Doublemoon, plak şirketleri arasında 4 numaraysa bu başarıdır. Biz hiç parasal destek almadık. Diğer taraftan deli gibi konser yapıyoruz. Mercan Dede ve Burhan Öçal, Montrö Caz Festivali'nde çaldı.

- Yeni projelerinizin duyumunu aldık...
- Fairuz Derin Bulut'un arabesk albümü olacak. Çok iyi bildiğimiz arabeskleri yeni bir altyapı oluşturarak vereceğiz. 2009'da Hüsnü Şenlendirici albümü olacak...