kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Kasım 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

'Dinci' ile 'bölücü'!

1. "Rejimin adliye bekçisi" olarak telakki edilen "Başsavcılık" ile "Anayasa Mahkemesi" iki partiyi "kapatma" eşiğine aldı: "Güneydoğu ile Doğu'nun bazı illeri"nde varolabilen tek partiler.
2. "Rejim karşıtı" olarak "kapatılmak" istenen iki parti bu bölgedeki vatandaşların çok büyük çoğunluğunun temsilcisi.
3. "Odak" olarak sabıkalanıp kıl payı oyla kapatılmayan "iktidar partisi" ile selefleri zaten kapatılmış, kendi de kapatılma noktasındaki "bölge partisi" birbirlerinin tek rakipleri.
4. Görünürde ne olursa olsun, iki partinin de amacı "Kürt oyları"nın daha fazlasını alabilmek.
5. Görünürde ne olursa olsun, iktidar partisi "Türkiye Cumhuriyeti kimliği" dışında "dini kimlik"i de ön plana çıkartıyor; diğeri zaten "etnik kimlik"e yapışıyor.
6. "Cumhuriyet'in akıllı ve uyanık bazı adamları" önceki seçimlerde şöyle kurnazlıklar yapmıştı:
a) Önce; ülke barajını yüksek tutarak "Kürt partisi"nin barajın altında kalması ve Meclis'e girememesi. (15 yıl önce girdiğinde de oradan atılmıştı!)
b) Sonra; bu kez onun çöpe atılan oylarının "Dinci parti"ye yaradığı görülünce, "bağımsız adaylar" formülüyle "Kürt partisi"nin oylarıyla "Dinci parti"nin gücünün kırılması.
Bir ona sarılma, bir buna sarılma... Birbirine kırdırma çabası.
7. Adında "Cumhuriyet, halk" gibi lakaplar olan partinin de, "Demokratik, sol" gibi yakıştırmalar bulunanın da, "sorunlu, yoksul, kimlik taleplerinin şiddetli olduğu, kanlı, kırgın, karışık ama bir yandan da umut aranan" bir bölgede "sıfır" olmalarından liderleri, kadroları hiç utanmadı!
8. Tuhaf bir durum hep sürdü: "Laik Cumhuriyet"; bölgede, başta "işkenceci" 12 Eylül, dine, mezhep farklılıklarına, aşiretlere, ağalara sık sık ve daha çok sarıldı.
9. Tuhaf bir durum hep sürdü: "Bölünmez laik Cumhuriyet"in kimi Susurlukçu, Ergenekoncu mensubu, hem ülkede hem bölgede tahakküm adına, "bölücü" dediklerinin var olmasına, eylemli olmasına, yurtta ve bölgede hep öfke, acı, endişe ve "tek yol silah" inadı yaratmasına yol ve gaz verdi.
10. "Rejim"in koskoca bölgede "Bölücü" deyip kapatmak istediği partiye karşı güvencesi "Dinci" deyip kapatmak istediği parti ve ötekine karşı da beriki. Bu durumun ince niyetlere yansıması şu: "Dinci" partinin bölgede kucaklayıcı, kapsayıcı olmasından ziyade "daha milliyetçi, daha devletçi" çizgiye zorlanması; "Bölücü" denenin de "Dinci"ye karşı "silahsız, daha makul çözümler" çizgisine yol alması yerine, daha da sertleşmesi, ahaliyi sertleştirmesi, çözümsüzleştirmesi, örgüte daha fazla yapışması.
11. Tuhaf bir durum daha hep sürüyor: "ABD'nin Irak'ı işgali"ne bu hükümet de, Genelkurmay da koalisyon ortağı oldu; "Kürtler" de yardımcı ve müttefik oldu.
12. Tuhaf bir durum daha hep sürüyor: Devlet, hem "Kuzey Irak'ta terörist yuvalanmalar ve Türkiye'ye saldırılar" konusunda "Kuzel Iraklı Kürt liderler"i sorumlu tutuyor, hem de onlarla konuşmak veya temas ciddi mesele, imkânsız bir girişim oluyor.
13. Bu maddeye istediğiniz "uğursuzluk, hayırsızlık"ı siz koyun!
14. "Cumhuriyet"
şu anda kendisini "Cumhuriyet için tehlike" diyebildiği bir parti ve başbakanla koruyor! Aslında "Demokrasi" istediğini belirten o başbakan da, ne olursa olsun, Meclis'teki bir partiyi asla "muhatap" almıyor!
15. Adında "Demokratik Türkiye" olan, bir bakıma "herkesin konuşma, siyaset yapabilme, örgütlenme hakkı"nı da savunma iddiasındaki o parti ise, başta başbakan, başkasının oraya gelmesini de, konuşmasını da "men etme, engelleme, tehdit ve tahdit edebilme" arzusunu "demokratik" sanıyor.
16. Tuhaf bir durum da süreceğe benziyor: Bölgede son beş yılda merkezi iktidar, yerel iktidar olabilen iki parti, bölge halkını temsil edebilen tek partiler bunca çözümsüzlüğün, biraz umut veren bir dönem ardından şiddetin ve nefretin kabarmasının kendi üstlerine düşen sorumluluğuna dair en ufak bir sorgulamadan geçmiyor, en ufak bir özeleştiri veya sıkılma yok.
17.
Tuhaflıkların en acısı şu: Biri devlet ve hükümet adına; diğeri ise bölge halkının bir kısmı adına ve örgüt gölgesinde, "bölgede etkili iki parti" pompalı, pompasız silahın yörüngesinden çıkart(a)mıyor çoluk, çocuk milyonlarca insanı. Devleti, belediyeleri.
18. Bölgede başka bir sese, başka bir yola hiç ihtimal yok mu?
Bir de şu: Partileri "kapatılası dinci veya bölücü odak" görebilen Rejim, milyonlarca insanı koyacak yer bulamıyor! Ne yapacaksınız onları?