kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
29 Ekim 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
YÜKSEL AYTUĞ

Bu kalp seni unutur mu?

Mustafa belgeselini en anlamlı mekanda, Dolmabahçe Sarayı'nda izlemek büyük keyifti. Ama yazının en başında söylemeliyim ki; hayalimde canlandırdığım o görkemli belgeseli bulamadım. Oysa Can Dündar, Sabancı Grubu, Goran Bregoviç ve NTV isimlerinin bir araya gelmesi beni çok heyecanlandırmıştı. Ama bu giriş cümlelerini okuyup da sakın Mustafa'yı izlememezlik etmeyin. Zira benim müşkülpesentliğim, Can Dündar'ın bugüne dek yaptığı işlere duyduğum muazzam saygıdan ve beklentimin yüksekliğinden kaynaklanıyor olabilir. Ama kendi adıma söylemeliyim ki, "Sarı Zeybek"in bende yarattığı etki bambaşkaydı. Yine de Can Dündar ve ekibi bugüne kadar Atatürk'le ilgili film ve belgesellerde eksik bıraktığımız "insan" kesitini tamamlamak için olağanüstü çaba harcamış. Biz bugüne kadar Mustafa Kemal Atatürk'ü, üzerine giydirdiğimiz zırhlarla hantallaştırdık. Onu böylece yücelteceğimizi sanırken, sadece "büstten" ibaret hale getirdik. Can Dündar ise onu olabildiğince sadeleştirip, "Mustafa" düzeyinde saflaştırmış, durulaştırmış, arındırmış. Kuşkusuz, bugüne kadar bize dikte ettirilen Atatürk'le ilgili "büst-seller" eserlerin yanında Mustafa çok daha sıcak, çok daha gerçekçi bir etki bırakıyor. Bu haliyle "Mustafa"nın da "Atatürk" kadar görkemli ve etkileyici bir kişilik olduğunu fark ediyor, Mustafa Kemal Atatürk'e daha çok saygı duyuyorsunuz... Mustafa belgeseli, Atatürk'ün derinlerde sakladığı gizli kaygılarını da gün ışığına çıkardı. Büyük Önder, sevdiklerine yazdığı mektupların tümünü "Beni unutmayınız" sözüyle sonlandırırmış. Ankara'daki istasyon binasında mum alacak paraları kalmayıp da karanlıklara gömüldükleri bir gecede, yaveri Ali Çavuş'a adeta yalvarmış: "Ben karanlıkla uyuyamam be çocuk... Çabuk bir hal çaresi bul..." Ali Çavuş, bir gaz lambası bulup, Mustafa Kemal'in başucuna asmış. Belli ki Atatürk'ümüzün hayatta iki büyük korkusu varmış: Karanlıkta uyumak ve unutulmak... Bugün karanlıklar içinde onu unutturmaya niyetlenenlere inat, bir kez daha haykırıyorum: Paşam, bu kalp seni unutur mu?..