kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
27 Ekim 2008, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
BELGİN ÇOBAN
kitap

Yönetmen Göksel'den üçüncü roman: Kayıp Roman

İlk romanı 'Hayat Askıda' ile beğeni toplayan, ikinci romanı 'Kara Kadife' ile yazım tarzını ve öyküsünü kurgulama şeklini kabul ettiren Necati Göksel'in üçüncü romanı 'Kayıp Yolcu' Altın Kitaplar'dan çıktı. Konu arka kapakta yazıldığı kadar basit değil. Sadece, Kızılırmak yakınlarında kaybolan bir yolcu otobüsünün 15 yıl sonra görüldüğü söylentisiyle eski hesapların açılması değil yani. Kitap; zamanın ve yaşananların gelip geçici olduğunu düşündürüyor, insan ruhunun derinlerine götürüyor, 'dur ve sakinleş' gibisinden içsel seslenişleri dile getiriyor, derinden aşk çağrısında bulunuyor. Üstelik iyi anlatım, güzel Türkçe'yle... Romanı okurken iyi zaman geçireceğinizi ve o anı hiç yaşanmamış gibi hissedeceğinizi söyleyebilirim. İçiniz rahat, son sayfayı kapatabileceksiniz. Bu arada minik bir hatırlatmada bulunmak isterim. Necati Göksel, aslında bir yönetmen. Misal 'Candan Erçetin'le Beraber ve Solo Şarkılar' programının hem yapımcısı hem de yönetmeniydi. Ayrıca Sibel Can'la da bu yaz 'Sayısal Gece' programını yaptı. Dedikodu gibi olacak ama Göksel, Sibel Can için bakın neler söylüyor: "Kendisine bariyerler koymuyor. Onun herhangi bir akrabanızdan farkı yok. Aradığınız her an kendisine ulaşabilirsiniz. Saatlerce eleştirseniz bundan mutluluk duyan ve tüm eleştirileri dikkate alan bir insan. Kıyafetinden makyajına kadar bir sürü şey söylerim; hiç itiraz etmeden can kulağıyla dinler ve bilir ki, bunlar olumlu bir sonuç elde etmek için yapılıyor. Ukalalıktan bu denli uzak, onun kadar uysal ve uyumlu çok az insan gördüm." İlk iki romanının filme çekilmesi için senaryolaştırılmasına gerek olmadığını söyleyen, hatta 'Hayat Askıda' romanındaki baş karakteri Nejat İşler'in beyazperdeye çok iyi taşıyacağını ifade eden Göksel, şöyle diyor: "Bizim yazarken hissettiğimiz özgürlük ve mutluluk buysa, Tanrı hiçlikte patlama yapıp evreni ortaya çıkarırken bir fani gibi haz alıyor olsaydı, bu asla tanımlanamazdı... Yazmak yaratmanın bir zerresi bile olsa, o denli mutluluk verici yani..."