kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
26 Ekim 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
Tamgüler, Küba’daki tıp eğitiminin pratiğe dayalı olduğunu, örneğin dördüncü sınıfta finallere hak kazanmak için en az 10 doğum yaptırmak gerektiğini söylüyor.

Tıp okumaya Küba'ya gitti Türkiye'de doktor sayılmıyor

BİLGE ESER
24.10.2008
Ceren Tamgüler, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni kazanmış olmasına rağmen, Küba'da tıp eğitimi almaya karar verdi. Ama aldığı diploma Türkiye'de kabul edilmiyor..
Yoğun bir üniversite sınavı stresi yaşadınız ve bir fakülteye girmeye hak kazandınız. Kimileri için bu hayatın bir çıkış noktası olabilir. Ama ya hayalleriniz bambaşka bir dünyaya dönükse, hiç kimsenin yapmadığını yapmak, uzak diyarları keşfetmek istiyorsanız ne olacak? İşte 19 yaşında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ni kazanan, ancak ekonomist olmak yerine Küba'ya gidip tıp okumaya karar veren Ceren Tamgüler'in hikâyesi birçok kişiyi heyecanlandıracak cinsten. Tamgüler, sıradışı bir yaşama atılıp dünyanın son komünist ülkesinin ilk Türk tıp doktoru oldu. Ancak prestijli bir tıp eğitimi almasına karşın, Türkiye'de hiçbir denkliği olmaması nedeniyle de uzmanlığı için İspanya'ya başvurdu. Tamgüler ile bu yaşadıklarını ve gelecek beklentilerini konuştuk.

- Sizi Küba'ya gönderen rüzgâr neydi? Nasıl böyle bir karar aldınız ve hiç bilmediğiniz bir ülkede sekiz yıl geçirdiniz?
- Aslında çok kolay ve ilginç bir karar süreciydi. Üniversite sınavı sonucumun İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi olduğunu öğrendim. Kayıt yaptıracağım sırada bir rastlantı oldu. Küba'yla ilgili bir söyleşi vardı. Ben de merak edip gittim. Küba Komünist Partisi'nden bir yetkili gelmişti. Yabancı öğrencilerin orada tıp okuduklarını anlattı.
Küba'yı çok merak ediyordum. Kafaya koydum. Önce 2000 eylülünde gezmek için gittim. Ardından da İspanyolca kursuna yazıldım ve bir yıl sonra da tıp eğitimi almaya başladım. Derken sekiz yılım güzel ülke Küba'da geçmiş oldu.

- Kendi imkânlarınızla mı gittiniz yoksa burs aldınız mı?
- Küba'ya giden öğrenciler genellikle burslu okuyor. Afrika, Güney Amerika, Avrupa ülkelerine burslar sağlıyorlar. Eğer "Ben burada okumak istiyorum," diye giderseniz kendi masraflarınızı ödersiniz. Ancak herhangi bir parti, bir kilise, dayanışma derneğine üyeyseniz Küba hükümeti doğrudan size burs sağlıyor.

- Sözünü ettiğiniz burs neleri kapsıyor? Örneğin rahat yaşayabiliyor musunuz?
- Bu biraz size bağlı. Eğer "Çok lüks yaşarım," diyorsanız tabii ki para yetmez. Ama Küba hükümetinin sağladığı burs 'gerçek bir burs'. Burada öğrencilerin çalışması kesinlikle yasak. Sadece eğitiminizi düşünmek zorundasınız. Zaten Küba da bunu sağlamak için tüm şartları kolaylaştırıyor. Devlet üç öğün yemek, kalacak yer, defter, kitap veriyor. Ayrıca tıp öğrencileri önlük giymek zorundalar. Bu da devlet tarafından sağlanıyor. Tüm bunların üzerine bir de ayda yaklaşık 100 peso (4 dolar) ek cep harçlığı veriliyor. Bir öğrenci daha ne ister diye düşünüyorum da...

- Küba, dünyanın tıp alanında önde gelen ülkelerinden. Altı yıllık eğitiminiz boyunca bunu hissettiniz mi?
- Kesinlikle. Oradaki eğitim tamamen pratiğe dayalı. Temel bilimler iki yıl kadar sürüyor. Ardından geri kalan dört yıl boyunca doğrudan hastanedesiniz.
Doktorluk ellerle görülen, hissedilen bir dal. Küba da bunu biliyor. Kitaptan okumakla olmuyor. Türkiye'den gerçekten çok farklı. Burada arkadaşlarım kitaplardan okuyup ezber yapıyor.
Biz ise bunu gerçekten görüyoruz.
Örneğin, dördüncü sınıfta finallere hak kazanmanız için en az 10 doğum yapmanızı şart koşuyorlar. Bu çok doğru bir sistem bence.

- Orada aldığınız eğitim burada kabul ediliyor mu? Denklik veriyorlar mı?
- Gitmeden önce YÖK'e danışmıştım. Çok şaşırdılar; çünkü daha önce hiç kimse Küba'da tıp eğitimi almak istememiş. Genelde oraya İspanyolca öğrenmek için gidiyorlar. Bana, "Sen git başla sonra gel. Bakarız. Belki yasalar değişir," dediler. Ama değişmedi.
Orada geçirdiğim altı yılın Türkiye'de hiçbir karşılığı yok.
Çalışamıyorum bile. Oysa ki Avrupa'daki birçok ülke Küba'daki eğitimi tanıyor. Ben de burada vakit kaybetmek yerine İspanya'ya uzmanlık başvurusu yaptım. Cerrah olmak istiyorum.

- Küba'daki yaşamı biraz anlatabilir misiniz? Orada zorluklarla karşılaştınız mı?
- Tabii ki başta zorluk çektim. Kendi ülkende değilsin, dili çok iyi konuşamıyorsun. Avrupa'da olduğu kadar Türkler yok. İnsan yaşayışları, mutfak kültürleri farklı... Yine de çok sıcakkanlı ve yardımsever insanlar. Ben Türkleri dünyanın en misafirperver insanları olarak görürdüm. Kübalılar bambaşka.
Haberin fotoğrafları