kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
24 Ekim 2008, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Asıl adı Maria İlva Biolcati olan sanatçı, ilk solo konseri için İstanbul’a geldi.

Kızıl Milva'dan hüzün tangoları

ÖZGÜR ÇAKIR - SABAH
24.10.2008
'Ciao Bella'nın sesi Milva, Türkiye'de vereceği ilk solo konseri öncesinde, Astor Piazzola ve tangolarını övdü. Sanatçıya göre Bertolt Brecht'in eserleri, 'kaya gibi yerinde duruyor'..
İtalyan sanatçı Milva (Asıl adı Maria Ilva Biolcati), Japonya turnesinin ardından dün akşam Sabancı Gösteri Merkezi'nde altı kişilik özel orkestrasıyla bir konser vermek üzere İstanbul'a geldi. Sesini Ciao Bella şarkısından tanıdığımız, Ajda Pekkan'ın Yeniden Başlasın, Ayten Alpman'ın Tek Başına ve Gönül Yazar'ın da Aşkın Çağı Yok adlarıyla bildiğimiz şarkıların orijinallerini de yıllar önce seslendirmiş olan Milva, vereceği konser öncesinde Harbiye'de bir basın toplantısı düzenledi. Milva toplantıda söze kendisinden 'diva' olarak bahsedilmesine karşı çıkarak başladı ve 'sanatçı' olarak nitelendirilmeyi tercih edeceğini belirtti. Konserinde eserlerini seslendirdiği Astor Piazzolla'nın üzerinde ısrarla duran sanatçı onun bir müzik dahisi olduğunun altını çizerek şunları söyledi: "Piazzolla'nın yapmaya çalıştığı şey erkekle kadının birleşmesinin öne çıktığı popüler anlamdaki tango değil. Dünyada tango ve dans gösterisini bir arada yürüten pek çok grup var ama Piazzolla kendi tangosu için 'dans edilemez' derdi. Onun caz ve klasik müzik öğelerine de yaklaşan kendine has bir tarzı var." Astor Piazzolla'yla yedi yıl üst üste çalışma fırsatı yakaladığını anlatan Milva ayrıca, bestecinin 'Operacık' diye nitelediği Buenos Aires'li Maria adlı bestenin kendisine adandığını söyledi. Sanatçı, basın toplantısında, kendisiyle Paris'te kapalı gişe verdikleri konserlerden de bahsetti.

BRECHT VE WEILL SÖYLEDİ
60'lı yıllar sonrası İtalya'da müzikte bir değişim yaşandığını belirten Milva, bir süre sonra Bertolt Brecht ve Kurt Weill şarkılarına yöneldiğini ve bunun hayatında bir dönüm noktası olduğunu ifade ederek şunları söyledi: "Epik tiyatro ve bu türdeki şarkılar beni çok etkiledi ve bana hayatımı değiştirme fırsatı yarattı. Bü tür tiyatroların ve lirik operanın en iyi yönetmenlerinden biri olan Strehler bu kararı vermemde çok etkili oldu. Artık 'halkın şarkıları' dediğimiz türden şeyler söylemeye başlamıştım. Örneğin Franko'ya karşı şarkılar söyledim ve bu yüzden Franko ölene kadar İspanya'ya sokulmadım." Toplantıda sözü Bertolt Brecht'e getiren Milva, Brecht'in önemini vurgulamadan da edemedi. Son yıllarda Brecht için'modası geçti' sözünün çok kullanıldığını belirten Milva, bu yaklaşıma sitem ederek "Brecht çok önemli bir yazar ve şair. Ben onun iddialı bir hayranıyım. Modası geçti diye bahsediliyor ama bence onun yazdığı her şey kaya gibi yerinde duruyor" dedi. Yakında Viyana'da bir piyeste rol alacak olan Milva, Türkiye'ye daha önce iki kere geldiğini ancak kendi programını ilk kez yapmanın heyecanını şimdi yaşadığını söyledi. Milva ayrıca, Türkiye'nin kendisi için bilinmez bir ülke olduğunu, Türk müziğini tanımak adına ise, biraz daha zamana ihtiyaç duyduğunu sözlerine ekledi.