kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
15 Ekim 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
HAŞMET BABAOĞLU

Zaman nedir, bilmez kalp!

Gorki'nin lafı mıydı?
"Yaşlılık sizi hiç sevmeyen ve durmadan arkanızdan konuşan biri gibidir..."
Sıkı laf!
Ve acımasızca gerçekçi!
Çünkü öyledir yaşlılık!
İstediğin kadar kendini genç hisset! İstediğin kadar bu hislerle avut kendini!
O arkandan konuşur, çekiştirir!
Hatta sen aynaya bakarken yüzüne konuşur, dost ayağına yatar, acı söyler!
Oysa arzular hep yerli yerindedir.
Beden değişip yıpranırken; fena halde eskirken...
Nasıl yaman çelişkidir ki, arzular kendi küllerinden tekrar tekrar doğar!
David Kepesh...
Edebiyat fakültesinin gözde hocalarından.
Biraz huysuz, hatta mutsuz ve hâlâ etkileyici bir adam .
Bir yandan da yukarıda anlattığım tatsız çelişkinin pençesinde...
Solgun bedeniyle diri arzuları arasında sıkışıp kalmış.
Çünkü artık 62 yaşında.
Tenini sarmaya başlayan kahverengi lekelerle, zamanın çökerttiği omuzlarıyla, artık ağır gelmeye başlayan yalnızlığıyla alttan alta girdiği kavganın acısını düzenli spor ve sportif seks yaparak çıkartmaya çalışıyor.
Ve bir gün...
Arzularının peşindeki David, yeni mezun öğrencisi Consuela'yı baştan çıkartıyor.
İlişkilerini iyice çıkmaza sokan şeye gelince...
30 küsur yaş küçük Consuela onu bütün kalbiyle seviyor! Ne olacak şimdi?

Evet, bu yazı bir film hakkında!
Günlerdir gazetelerde, internet sitelerinde " Penelope Cruz son filminde çırılçıplak soyundu " diye haberi yapılıp durulan film var ya, o!
Aslında o sahnelerin falan pek de önemi yok!
Filmde soyunan bir şey varsa eğer, insan ruhu!
Yönetmen Isabel Coixet öyle çekmiş ki, bir film izlemiyorsunuz, sanki bir hayata yakından, çok yakından tanık oluyorsunuz!
Filmin adı Elegy. Bizdeki vizyon adı: Aşkın Peşinde!
Philip Roth'un Dying Animal adlı romanından uyarlanan filmin özgün adını sevdim ben: Elegy. Türkçesi: Ağıt.
Güzel sözcük.
Ne çok şey içeriyor!
Yaşlılığın hüznü...
Gençliğin çok gerilerde kalmış olmasının yası...
" Yaşlıyım ben " diye uzaklaşılan aşka ve kalbi kırılan sevgiliye ağıt...
Pişmanlık...
Ve gerçekle umutsuz hesaplaşma!
Bu filme neden gidilir?
1. Duygulu bir öyküyü duygu istismarı yapmadan anlatan kaç film var? Böylesini bulunca kaçırmamak gerek!
2. Oyuncular oyuncu değil, gerçek kişiler sanki! Bu çok heyecan verici bir tat katıyor filme. Özellikle de David rolünde Ben Kingsley ve onun uzatmalı seks partneri ve dostu Carolyn rolünde Patricia Clarkson .
3. Penelope Cruz'un o şurup gibi tatlı İspanyol aksanlı İngilizcesiyle kendinizden geçmeniz için...
Bu filme neden gidilmez?
1. Genç erkekler için yaşlılık uzak bir ülke gibidir. Haksız sayılmazlar. Onları için bu filmde Penelope Cruz dışında çekici bir şey var mı, emin değilim.
2. Hızlı romantik komedilere; derin diyaloglar yerine zekice esprilere alışmış seyirci " Aşkın Peşinde "yi ağır tempolu bulabilir.
3. Orta yaş ve üstü kimi kadınların canını sıkabilir bu öykü. Çünkü kadınlar kendi başlarına gelmediyse eğer, genç kızların yaşlı erkeklere aşkla bağlanmalarına inanmıyor; böyle ilişkilerin altında bir çapanoğlu arıyorlar genellikle!