kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
11 Ekim 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

Türk yemeklerinin önlenemez yükselişi

17.07.2008
Kempinski Europe Luxury&Lifestyle dergisi bu ayki sayısında simitten böreğe, ayva tatlısından rakıya Türk mutfağının öne çıkan lezzetlerine yer verdi ve "Türk yemekleri, aileleri ve insanları bir araya toplayan en önemli unsur," dedi.....
Türkiye son yıllarda hem Avrupa'da hem de tüm dünyada yükselişine devam ediyor. Üstelik sadece tarihi mekânları, müzeleri, camileri ve hamamları ile değil, gece kulüpleri, restoranları ve her şeyden önemlisi kendine özgü lezzetleriyle yabancıların ilgisini çekiyor. Öyle ki dünyanın en iyi şefleri hayatlarının bir kısmında Türkiye'de çalışmak istediklerini belirtiyor ve bu topraklardan öğrenecekleri çok şey olduğunu söylüyorlar. Bu şeflerden biri de, Çırağan Palace Kempinski İstanbul'da baş aşçı olarak görev yapan Rudolf Van Nunen. Sekiz yaşındayken bisikletiyle önünden geçtiği fırından gelen kokuya âşık olan ve hayatını yemek yapmaya adamaya karar veren Van Nunen ve Türk yemekleri, bu ayki Kempinski Avrupa (Kempinski Europe Luxury&Lifestyle) dergisinde ele alınmış. Türk yemeklerinin zenginliğinden ve çeşitliliğinden övgüyle bahseden dergi, "Türkiye'de yemek, aileleri ve insanları bir araya getiren en önemli unsur. Yemek, hayatın tam ortasında," diyor. Ekmekten, ülkenin başlıca geçim kaynağı olarak bahseden dergi, birçok farklı ekmek çeşidinin olduğunun da altını çiziyor. "Örneğin simit, susamlı ekmek halkası, neredeyse her köşe başında satılıyor," diyor. Tuzlu bir hamurişi çeşidi olarak nitelendirilen böreğin ise pastanelerde satıldığından bahsediyor. Lahmacun da ekmek çeşitleri kategorisinde kendine yer buluyor. Lahmacun için, "Çok ince yuvarlak ekmek, üzerine limon, maydanoz konarak ve rulo yapılarak yeniyor," deniyor. Üzerine birçok farklı şeyin konduğu Karadeniz Pidesi de dergide kendisine yer buluyor. Dergide öğlen yemeklerinin genellikle lokantalarda yendiğinin altı çiziliyor. 'Lokanta' kelimesinin kökeni olarak da esnafa hizmet veren esnaf lokantaları adres gösteriliyor. Bu lokantalarda her daim bulunan yemekler içinse bezelye, pilav, yoğurt, kurufasulye ve beşamel soslu yemekler örnek gösteriliyor. "Mercimek çorbasını ise günün her saati bulabilirsiniz," deniyor.

NERELERE GİTMELİ?

Dergi, lezzetli Türk yemekleri yemek için bazı önerilerde de bulunuyor. Üsküdar'daki Kanaat Lokantası, Kadıköy'deki Çiya, Nişantaşı'ndaki Kantin ve Çırağan Palace Kempinski içindeki Tuğra, geleneksel Türk yemeklerini en iyi yorumlayan restoranlar olarak gösteriliyor. Yerli şaraplardan da övgüyle bahsediliyor. Sek beyaz şarap olan Narince ve Emir'in özellikle balık yemekleriyle iyi gittiği söyleniyor. Papazkarası ve Öküzgözü ise kırmızı ete yakıştırılıyor. Biraz daha kuvvetli bir içki denemek isteyenlere ise rakı öneriliyor. Birçok yemeğin Türk kahvesi ile sonlandırıldığını yazan dergi, "Ayva tatlısı ve künefeyi de mutlaka denemelisiniz," diyor.
Haberin fotoğrafları