kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
10 Ekim 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
ERGUN BABAHAN

İki büyük kriz

Forbes dergisi her yıl uluslararası editörleri bir kentte topluyor. Steve Forbes'un da katıldığı bu toplantılar ikinci kez İstanbul'da gerçekleşti.
Bu toplantıdan istifadeyle, Forbes Danışma Kurulu toplantısı Steve Forbes ve derginin Amerikalı yöneticilerinin katılımıyla yapıldı.
Forbes'un Danışma Kurulu'nda işadamları, finansçılar, emekli diplomatlar, kimi farklı kesimlerden insanlar var.
Toplantıda konuşan hemen herkes Türkiye'deki durumu ele almak ihtiyacını hissetti.
"Bize bir şey olmaz, biz hazırlıklıyız" söyleminden ne kadar rahatsız olduklarını dile getirdiler.
Gerçekten de bu yanlış bir söylem.
Tüm dünya tam bir kaosun eşiğinde.
Bankacılık sistemine güven ciddi biçimde sarsılmış, tüm dünya yönetimleri bu güveni sağlamak üzere devreye girmiş durumda.
Dünya böyle bir çalkantıdayken bizim sıfır etki altında olacağımızı iddia etmek, çocuklara masal anlatmaya benziyor.
Üstelik yine Forbes toplantısında dile getirildiği gibi, biz hem dünya ekonomik kriziyle, hem de terör belasıyla uğraşmak gibi çifte bir yükün altındayız.
Böyle bir ortamda, temel hak ve özgürlüklerin kısılmasına yönelik sesler giderek yükseliyor.
Ama artık yükselen tek ses o değil.
Türkiye'nin son 10 yılda sağladığı iyi-kötü demokratikleşme sayesinde hiçbir kurum eleştiriden muaf değil.
Eskiden bir kuvvet komutanının çatışma ortamı esnasında golf oynaması değil eleştirilmek, haber bile yapılmazdı.
Bugün en ağır eleştirilere muhatap olunuyor.
Eskiden Kürt sorununda askerin görüşü tek mutlak doğruydu, bugün artık bu geçerli bir görüş değil.
Üstelik toplum bunu kabul edecek demokratik bir olgunluk seviyesinde.
Geçmişin Alevi-Sünni çatışmasını, bugün Türk-Kürt çatışmasına dönüştürmek için çaba harcayanlar var.
Ama karşılarında daha güçlü demokratik bir cephe var.
Başta iktidar, sivil siyasetin bu gerçeği görmesi ve bu demokratik damarı daha güçlendirecek hamlelerde bulunması gerekir.