kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
7 Ekim 2008, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
NAZLI ILICAK

Asker ve siyaset

Şiddet eylemleri, sadece 12 Eylül öncesi değil, 22 Temmuz 2007 seçimleri yaklaşırken de, istismar edilmişti. Hepimiz, dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın 12 Nisan'da yaptığı basın toplantısında, sınır ötesi harekâta dair sözlerini hatırlıyor. Daha sonra da, Büyükanıt, sınır ötesi harekâtı sürekli gündemde tuttu ve "Biz Kuzey Irak'a gireceğiz ama, hükûmet engelliyor" havasını yarattı.
8 Haziran 2007 gece yarısı saat 01'de de, Genelkurmay Başkanlığı sitesinde polemikçi bir üslûpla şöyle bir bildiri yayınlandı: "Her fırsatta özgürlük ve demokrasi gibi insanlığın yüksek değerlerini terör örgütüne paravan olarak kullanan kişi ve kuruluşlar, bu olayların gerçek yüzünü görsün. Türkiye Cumhuriyeti, ulusal ve üniter yapısının çağdışı bir yapı olduğunu düşünen bir yaklaşımla karşı karşıyadır. Ulusumuz, bu tehlikeli yaklaşımı fark etmelidir. Artan terör eylemleri bu çarpık düşüncelerin bir göstergesidir. Türk milleti kitlesel karşı koyma refleksini göstermeli."
Bu bildiriden sonra, şehit cenazelerinde hükûmet mensupları yuhalanmaya başlandı. Ankara'da Kocatepe camiinde "Yan gelip yatmıyor, can verip yatıyor", "Yatan kelle değil, Türk evladı" gibi sloganlar atıldı. Manisa'daki bir şehit cenazesinde Bülent Arınç'a "Manisa seninle rezil oluyor" diye bağırdılar. Erzincan'da "Kahrolsun PKK, işbirlikçi AKP", "Tayyip oğlunu askere gönder", "Bu asker yatmadı, vatanını satmadı" sloganları atıldı.
Sonradan, Ergenekoncuların "kitlesel reflekste" parmağı olduğu ortaya çıktı. Ama o bildiriyi yayınlayan Genelkurmay Başkanlığı'ydı. Sınır ötesi harekâtı kesin bir çözüm gibi gösteren ve devamlı gündemde tutan da Genelkurmay Başkanı'nın kendisiydi.
Kapsamlı bir sınır ötesi harekât 24 Ekim 2007'de gerçekleşti. Ama işte PKK'lı teröristler eylemleri sürdürüyor. O zaman birbirimizi suçlamak yerine, terörün demokrasiye kastettiğini unutmadan, Türk, Kürt, asker, sivil hepimiz işbirliği yapmalıyız.