kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
7 Ekim 2008, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
RAHŞAN GÜLŞAN

Vural Çelik, Gülse Birsel'e neden küstü?

Aslında bu benim SABAH gazetesindeki son yazım. Sadece veda yazısı yazacaktım. Ama pazar öğleden sonra 'Avrupa Yakası'nın 'Kubilay'ı Vural Çelik arayıp, "Rahşancım, son birkaç gündür yanlış bir şekilde gündemi kaplıyorum. Gülse ile aramdaki sorunun gerçekten ne olduğunu benim cümlelerimle yazabilirsen çok sevinirim" deyince dayanamadım. Önce Vural'ın açıklaması...

GÜLSE'YE KIRGINDIM
"Kısa bir süre önce katıldığım bir TV programında, uzun yıllar rol aldığım 'Avrupa Yakası' dizisinden iki kişiye teşekkür ettiğimi ama bir kişiye teşekkür etmediğimi ifade etmiştim. Bu isim tahmin edilen ve ismiyle basına yansıyan Gülse Birsel idi. Ama ne üzücüdür ki; teşekkür etmeme nedenim olarak basında yerel alan, Gülse Birsel'in benim diziden ayrılmamla yakından ilişkisi olduğu üzerineydi. Bu doğru değildir! Gülse'ye kırgındım, çünkü dizide eskisi gibi yer bulamadığımı ve beni daha iyi değerlendirmesi gerektiğini düşünüyordum. Duygusal bir yapım olduğu için bunu bünyemde bir sorun haline getirip Gülse'ye program vasıtasıyla sitem ettim. Yoksa Gülse Birsel'in ne benim ne de başka oyuncuların üzerinde bir 'kader belirleyici' rolü bulunmamaktadır. Mesleğimin en güzel yıllarını geçirdiğim 'Avrupa Yakası' projesiyle ve ekibiyle dargın olmam, yaşanmış güzel anıları belleğimden atmam asla mümkün değildir... Ben diziden yapımcımla aramdaki maddi anlaşmazlık ve çalışma günlerimdeki sorunlar nedeniyle ayrıldım.

YARIN SİMİT DE SATARIM
Gelelim son günlerdeki 'Avrupa Yakası' yapımcı firmasının hakkımdaki, 'Biz bir aileyiz, Vural Çelik ailemize hakaret etmiştir' cümlesine... 'Beyin takımından birine, bir dişiye teşekkür etmiyorum' cümlesi sizce ne kadar hakaret öğesi içermekte? Siz 'dişi' kelimesi kullanarak hiç hakaret ettiniz mi birilerine? Bu durum beni o kadar üzdü ki anlatamam... Ha bir de bana bir daha iş vermeyecekleri yönünde bir açıklama var. Rızkı Allah verir! Ben icap ederse yarın kara lastik giyip Taksim'de simit de satarım. Ayrıca 'Gülse Birsel bizim ailemizden biridir' cümlesi var... Ne üzücüdür ki ben o aileden değilmişim. Hani kuşlar zamanı gelip de büyüdükleri için yuvadan ayrılırlar ya; ben aslında ayrılmak için geç kalmışım. Neyse, son olarak herkese teşekkür ediyorum. Herkes mutlu olabilir."

ÇOK ACIKLI OLMALIYDI
Şimdi de benim vedam... Bayram tatili boyunca nasıl bir veda yazacağımı düşündüm durdum. Çok acıklı olmalıydı. Ama bir yandan da ümit dolu olmalıydı. İster istemez 1990 yılından bu yana severek yaptığım mesleğimde başıma gelenleri düşündüm. 6 yıl öncesine kadar sürüm sürüm süründüm ben bu meslekte. Onlarca dergide çalıştım, onlarca dergi kapandı işsiz kaldım. Evsiz kaldım, parasız kaldım, hatta bir keresinde bir yıl boyunca ülkesiz bile kaldım. Ama hiç ümitsiz kalmadım. Zaten kapanan tüm kapıları yeniden açan da ümidim oldu. Hayatımın son döneminde ise SABAH gazetesinde 6 harika yıl geçirdim. Editör olarak girdiğim GÜNAYDIN'da mesleğimizin en itibarlı titri olan köşe yazarlığına kadar yükseldim. Ve şimdi kanatlarımı açıp, kendimi boşluğa bırakma zamanım geldi. Kariyerimde ilk kez bir yerde işler şahane giderken yeni heyecanlar peşine koşuyorum. Allah sonumu hayır etsin:)

SİZ DE BENİ ÖZLEYİN
Herkese ama en çok da sana; bu köşeyi son 4 yıldır okuyan, bazen beni avuçları patlayıncaya kadar alkışlayan, bazen de benden nefret edip, özgüvenimi paramparça eden mektuplar yollayan sana çok teşekkürler. Son 4 yılın her dakikası benim için çok özel, çok anlamlı ve heyecan vericiydi. Yeni bir macerada yeniden buluşuncaya kadar hepinize Allahaısmarladık... Sizi çok özleyeceğim, siz de beni özleyin beni anacım:)

* Veda notu yazarken üzülen not: Tam burada Şebnem Ferah'ın 'Hoşça Kal' isimli şahane şarkısından bir alıntı yapmadan duramayacağım: "Bu garip bir veda olacak Çünkü aslında hep içimdesin Ne kadar uzağa gitsem de Gittiğim her yerde benimlesin Söylenecek söz yok, Gidiyorum ben... Hoşça kal, hoşça kal, hoşça kal, hoşça kal..."