kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
6 Ekim 2008, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
MEHMET BARLAS
BAŞYAZI

Akıl tutulması Türkiye'de sorunların çözümünü engelliyor...

Karmaşık içerikli sorunlarımızın sayısını tam olarak bilmek mümkün değil. Sadece "Güneydoğu Sorunu" na baktığımızda "Kürt Realitesi", "Gelişmemişlik", "Demokratikleşmede Gecikmeler", "Bölücü Terör", "Irak'ın İstikrarsızlaşması", "Şehitlerimiz", "PKK'ya katılımlar", "Asker-Sivil İlişkileri" benzeri ve herbiri aynı ağırlıkta olan başlıkları sıralamak ve bunları çoğaltmak mümkün.
Sorunlarımız sadece "Güneydoğu"ya ilişkin olanlarla bitse, göreceli olarak işimiz daha kolaylaşırdı.
Ayrıca bunlardan hangileri sadece bize özgü ve üretilmeleri de çözüme kavuşturulmaları da içeride olan yerel sorunlardır, hangileri sınırlar ötesinde de var olan bölgesel ve hatta global ölçekte sorunlardır, bunun dökümü de kolay değil.
Ekonomideki "Global karşılıklı-bağımlılık" gerçeğini artık öğrenmiş olmamız gerekiyor.
"Kürt Realitesi"nin bir Ortadoğu Sorunu olduğunu da, gerek İran'a gerekse Irak'a ve hatta Suriye'ye bakarak biliyoruz. Örneğin Barzani'nin, Beyaz Saray'da bir devlet başkanı gibi ağırlandığını bile görmedik mi?
Veya Abdullah Öcalan'ın Amerika tarafından Türkiye'ye teslim edilmeden önce hangi Avrupa ülkelerini dolaştığını hatırlamıyor muyuz?
Söylemek istediğim şu.
Türkiye'nin sorunlarına çözüm üretilmesi, ancak "akıl","bilgi", "hesap", "vizyon" gibi öğelere sahip, hem dünyaya açık, hem de yurt gerçeklerini bilen, ön yargısız, saplantısız beyinlerin devrede bulunması ile mümkündür.

Akıl tutulması
Türkiye'nin içinde bulunduğu tabloda en tehlikeli durum "Akıl Tutulması"dır.
"Bu "Akıl Tutulması" kavramı benim icadım değil. Frankfurt Okulu filozoflarından Max Horkheimer'in "Akıl Tutulması'' (Eclipse of Reason) kitabında (Türkçesi Metis yayınlarından çıkmıştı) bu kavram irdeleniyordu.
Yazar insanlığın çağlar boyunca düşüncesini kalıplaştıran gelişmeleri ele aldıktan sonra, bu çağın filozofları bile standart düşünmeye başlamışken, hem çevrenin hem de bireysel çıkarlarının etkisi altındaki sıradan insanların farklı düşünmelerini pek mümkün görmüyordu.
Bu "Akıl Tutulması"na son bir örneği dünkü Hürriyet'ten alarak vereyim.
Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, gazetenin sahibi Aydın Doğan'ın kayınvalidesinin cenazesindeyken, Aktütün Karakolu'nda 15 şehit verdiğimiz haberini alır.

Bir tutulmuş akıl
Duygu ve düşüncelerini özetle şöyle anlatır:
- Bu vatanın şehit verecek çok evladı vardır. Ama her annenin, her babanın, her kardeşin, her sevgilinin, eşin kaybedecek o kadar kalabalık insanı yok. Bir ihmalin, bir dikkatsizliğin, bir hatanın, bir vurdumduymazlığın hiçbir zaman ödeyemeyeceği kadar kıymetli bir varlık. Bunu komutanlar bilmeli. Avrupa Birliği sürecinde her sorumluluğun artık sivillere geçtiğini övünerek anlatan ve bazen askere yapılan haksızlıklara göz yuman siyasiler ile onların "liberal" destekçileri de bilmeli...
"Aktütün Baskını"nı yorumlarken, "Komutanlar"ı uyardığı için işi dengelemek amacıyla sonuçta "Siyasiler"e ve "Liberaller"e de çatmak "Akıl tutulması"nın en taze örneği değil midir?
Siyaset olmadan ve bu siyasetin içeriğinde liberal öğe bulunmadan, Güneydoğu Sorunu'na çözüm üretmek mümkün mü acaba?
Oysa Türkiye'de akıl tutulmasına uğramayan beyinler de var.

Aklın yolu çoktur
İşte iki örnek:
* Saldırının Balıkesir'deki Altınova olayıyla irtibatlı olduğunu düşünüyorum. Türk halkı çok ama çok dikkatli olmalı. PKK terör örgütünün temel gayesinin ülkede kaos oluşturarak iç savaş çıkarmak olduğu kesinlikle unutulmamalı. Psikolojik harekât yapılıyor, devlet ağırlığını koyarak asla buna izin vermemeli. (Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu)
* PKK-ya da onu yönlendirenler, bu saldırıyla DTP'yi güç duruma düşürmeyi, sıkıştırmayı hedefliyor. Anayasa Mahkemesi üyelerinin ve bütün toplumun DTP'ye karşı duyduğu kızgınlığı yeniden fitillemeyi hedefliyor. Mahkemeden kapatılma kararının çıkmasını, siyasetin yolunun kapatılmasını, kendi yolunun açılmasını hedefliyor. İkincisi, bu saldırı Altınova olaylarından hemen sonra yapılıyor. Çünkü Altınova olayları terör örgütüne yıllardır gerçekleştiremediğini gerçekleştirmek için bir umut ışığı gibi görünüyor. (Gülay Göktürk / Bugün gazetesi)