kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
30 Eylül 2008, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
YÜKSEL AYTUĞ

Baba'dan sarı kart

Dünyanın en hoşgörülü, en halim selim, en "siniri alınmış" insanı diyebileceğim Orhan Gencebay'ı, Popstar Alaturka'da hayat arkadaşı Sevim Emre'yi sert bir üslupla uyarırken gördüğümde gözlerime inanamadım. Gencebay, bir ara salona doğru dönerek, en ön sıradan yarışmayı izleyen Sevim Emre'ye "Sevim Hanım, sizden rica ediyorum, düşüncelerinizi yüksek sesle ifade etmeyin. Yanlış anlaşılabilir" dedi. Salonda buz gibi bir hava esmesine neden olan bu uyarı, Sevim Emre için dillendirilen "gölge jüri üyesi" dedikodularının önünü almak için mi yapılmıştı acaba? Yorum sizlerin... Hazır yarışmadan söz açılmışken, haftalardır rahatsız olduğum bir konuya da değineyim. Hayatı boyunca arabesk okumuş yarışmacılara sırf "atraksiyon" olsun diye pop şarkılarını okutmak, bu yarışmanın ruhuyla uyuşmadığı gibi, kulaklara son derece sakil nağmelerin değmesine neden oluyor. Bu haftanın kurbanı Fatih Erkoç'tu. Onun çok sevdiğim "Ellerim Bomboş" adlı bestesini, Adnan'ın arabesk yorumu ile dinlemeye katlanamadım. Geçen haftalarda da bir Kayahan bestesi aynı şekilde katledilmişti... Şimdi diyeceksiniz ki, "Yahu bestecileri ses çıkarmıyor, sana ne?" Öyle demeyin. Bu şarkılar artık bestecisinin eseri olmaktan çıktı, halka mal oldu, sizin, bizim şarkılarımız oldu. Ben sadece "müziğime" sahip çıkıyorum, o kadar...