kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Eylül 2008, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Türkiye ekonomik dalgalanmayı en az etkiyle atlatacak"

Giriş Saati : 28.09.2008 21:15
Yeni Haber
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin dünyada hüküm sürmekte olan küresel dalgalanmaya karşı hazırlıksız olmadığını belirterek, "Türkiye, güçlü, sağlam, sağlıklı ekonomik yapısıyla bu ekonomik dalgalanmayı da en az etkiyle atlatacaktır" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan Ulusa Sesleniş konuşmasında küresel ekonomik krizle ilgli değerlendirmelerde bulundu.

"MİLLİ EĞİTİM BÜTÇESİ YÜZDE 207 ARTTI"

Eylül ayıyla birlikte okulların açıldığını anımsatan Erdoğan, hükümet olarak eğitime çok büyük önem atfettiklerini, bu alandaki eksiklikleri gidermek, eğitim kalitesini çağdaş bir seviyeye taşımak, çocuklara en iyi eğitim seviyesini sunabilmek için büyük gayret gösterdiklerini söyledi. Erdoğan çok yönlü düşünebilen yeni nesiller yetiştirmek amacında olduklarını belirterek, bu bilinçle bütçeden en büyük payın eğitime ayrıldığını ifade etti. 2002 yılında Milli Eğitim Bakanlığının bütçesinin 7,5 milyar YTL olduğunu bu miktarı yüzde 207 oranında artırarak 22,9 milyar YTL'ye yükselttiklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, bunun da yeterli olmadığını söyledi.

"OKULLAŞMA ORANI YÜZDE 29'A ULAŞTI"

Okullaşma oranlarındaki artışları rakamlarla anlatan Erdoğan, 2002 yılında yüzde 11 olan okullaşma oranının yüzde 29'a ulaştığını belirtti. Aynı durumun yükseköğretim alanında da yaşandığını anlatan Erdoğan, yükseköğretimde ise 2002'de yüzde 27 olan okullaşma oranının yüzde 36'yı aştığını kaydetti.

Başbakan Erdoğan öğretmen açığını kapatmak hedefiyle 2003 yılından bugüne kadar 133 bin 609 kadrolu, 75 bin 741 adet de sözleşmeli öğretmenin atamasını yaptıklarını açıklayarak şöyle dedi:

"85 bin öğretmenimizin, uygun şartlarda diz üstü bilgisayar sahibi olmasını sağladık. Türkiye genelinde 1440 adet lojman yaptık. 91 adet yeni öğretmenevi açtık, öğretmenevlerini özelleştirme kapsamından çıkardık. Milli Eğitim Bakanlığımız ve TOKİ işbirliğinde bugüne kadar öğretmenlerimiz için 2 bin 788 konut yaptık."

Erdoğan, 6 yılda 1 milyon 876 bin çocuğa eğitim, 1 milyon çocuğa da sağlık yardımı yaptıklarını, Haydi Kızlar Okula kampanyasıyla 280 bin çocuğu okula kavuşturduklarını ve Gönül Köprüsü projesiyle de 100 bin öğrenciyi birbirleriyle kucaklaştırdıklarını da söyledi. Yola çıkardıkları eğitim kervanının mutlaka hedefine varacağını belirten Erdoğan, 2002-2003 öğretim yılından bugüne kadar tam 1 milyon 580 bin 595 vatandaşa okuma yazma öğrettiklerini geride kalan 4 milyon okuma-yazma bilmeyen kişiyi de en kısa zamanda okur-yazar hale getireceklerini belirtti.

"HER İLE BİR ÜNİVESİTE"

Başbakan Erdoğan, 6 yılda 53 yeni üniversite açarak üniversite sayısını 130'a çıkardıklarını ve her il'e bir üniversite kazandırmış olduklarını ifade ederek, şöyle konuştu:

"2002 yılında üniversite öğrencilerimize ödenen burs ve kredi miktarı sadece 45 YTL iken, bugün 160 YTL'ye yükselmiş durumda. Kredi ve burs miktarlarında 5 yılda tam yüzde 256 oranında bir artış gerçekleştirdik. Aynı şekilde sabah kahvaltısı ve akşam yemeği için de 3.30 YTL ayrıca destek veriyoruz ve bu sürede yüksek lisans ve master öğrencilerimizin aldıkları kredi ve burs miktarını 90 YTL seviyesinden aldık, 320 YTL seviyesine çıkardık. Doktora öğrencilerimiz 135 YTL burs ve kredi alıyorlardı, bugün tam 480 YTL alıyorlar"

Burs ve öğrenim kredisi alan öğrenci sayısı 451 bin 550 iken, bugün bu sayının 762 bin 565'e ulaştığına işaret eden Erdoğan, 2002 yılında faal 193 yüksek öğrenim yurdunun kapasitesinin toplam 188 bin 187 iken, bugün 228 yurdun kapasitesinin 205 bin 847 rakamına ulaştığını belirtti.

"YÜZYILDA BİR GÖRÜLECEK KRİZ"

Konuşmasında ABD merkezli ekonomik dalgalanmayla ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan şöyle dedi:

"Yüzyılda bir görülebilecek bir kriz olarak tanımlanan bu süreç, sadece finansal piyasalarla sınırlı kalmıyor, reel ekonomiyi de derinden etkiliyor. Bütün ülkelerde büyüme oranlarında gözle görülür bir yavaşlama yaşanıyor. Aralarında dünyanın en gelişmiş ekonomilerinin de bulunduğu birçok ülke ekonomik daralma tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyor. Bu süreçte, tüm dünyada, özellikle gıda ve enerji hammadde fiyatlarının da yüksek oranlarda arttığına şahit oluyoruz. Gelişmiş ülkelerin ciddi bir sıkıntı içine girdiği bu dönemde, olumsuz şartlardan gelişmekte olan ülkeler de tabii olarak etkileniyorlar. Hızla gelişmekte olan bir ekonomi olarak Türkiye de bu küresel dalgalanmadan etkileniyor, etkilenecektir."

Erdoğan, Türkiye'nin artık eskisi gibi, krizlere ve dalgalanmalara karşı zayıf değil makroekonomik temellerini güçlendiren, hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşayan bir ülke olduğunu da söyleyerek, geçen 6 yıl içinde dünyada yaşanan krizler karşısında ekonominin esnekliği ve dayanıklılığının ispat edildiğini söyledi.

Erdoğan şöyle devam etti:

"Türkiye, güçlü, sağlam, sağlıklı ekonomik yapısıyla inşallah bu ekonomik dalgalanmayı da en az etkiyle atlatacaktır. Bundan önce de benzer dalgalanmaları, benzer türbülansları atlattık. Her bir dalgalanmadan çok daha güçlü, kendimizi çok daha fazla ispatlamış şekilde çıktık. Türkiye ekonomisinin bu dayanıklı, şoklara karşı dirençli yapısı, dünya genelinde de takdir ve övgü toplamıştır. 6 yıl boyunca, ekonominin, ülkemizin, milletimizin yararına olacak adımları atmak noktasında en küçük bir tereddüt göstermedik"

CARİ AÇIK DEĞERLENDİRMESİ

Ekonomik gelişmeleri anlatan Başbakan Erdoğan, son dönemde Türkiye'de en çok tartışılan konulardan birinin de cari işlemler açığı olduğunu söyledi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye ekonomisinin kaydettiği onca iyileşmeyi görmeyenler, görmek istemeyenler, tam 6 yıldır sürekli cari işlemler açığını gündeme getirip olumsuz bir tablo çizmeye gayret ediyorlar. Türkiye özellikle enerji noktasında dışa bağımlı bir ülke. Yurt içi tasarruflar yatırım ihtiyacını karşılayacak düzeye ulaşmadığı için ve enerjiye ödediğimiz bu yüksel bedel nedeniyle cari işlemler açığı ortaya çıkıyor. Ayrıca yüksek cari açık olgusu, hızlı büyüme sürecinden geçen pek çok gelişmekte olan ekonomide de gözleniyor. Ancak, Türkiye ekonomisinin 2002-2007 döneminde yakaladığı ihracat performansı tarihi bir seviyeye ulaşmış, geriye dönük 12 aylık ihracatımız tam 132 milyar Doları yakalamıştır. 2003 öncesinde ortalama 1 milyar Dolar olan yıllık doğrudan küresel sermaye yatırımları 2007 yılında 22 milyar Dolara ulaşmıştır. Böylece, 2007 yılı itibarıyla cari açığın yarısından fazlası borç oluşturmayan sermaye akımları ile finanse edilmiştir."

"NİFAK SOKMAK İSTEYENLERİN OYUNLARINA GELMEYELİM"


Erdoğan, Türkiye yaşananların dışında çok daha iyilerini görebilecek potansiyele, zenginliğe, birikime, tecrübeye sahip olduğunu söyleyerek, "Yeter ki kendimize inanalım, yeter ki birbirimize inanalım, yeter ki ülkemize inanalım. Yeter ki aramıza nifak sokmaya çalışan çıkar çevrelerinin oyunlarına gelmeyelim. Yeter ki, istikrar ve güven ortamını zedelemeye çalışanlara prim vermeyelim. Allah'ın izniyle o zaman aşamayacağımız engel, ulaşamayacağımız hedef yoktur" diye konuştu.