kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
26 Eylül 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
MAHMUT ÖVÜR

Siyaset neden 'sığ' tartışmalar yapıyor?

Sivil siyasetin gündeminde iki konu var. Biri dün gerçekleşen düello ekseninde süren hayali ihracat iddiaları; diğeri de hala ateşi sönmeyen ve Almanya'daki Deniz Feneri yolsuzluğu ekseninde başlayıp, Başbakan Erdoğan ve Aydın Doğan arasında devam eden tartışma...
Son 4 yıldır ciddi anlamda kutuplaşan siyaset bu tartışmalarla daha da sertleşiyor. Doğrusu bu durumdan iki partinin taraftarları da çok memnun görünüyor. Çünkü sivil siyasetin ülkenin temel sorunlarına çözüm üretemediği bir dönemden geçiyoruz.
Yani sivil siyaset yeniden "dar alanda kısa paslaşma"lara mahkum hale geldi.
Bu ülkenin 12 Eylül Anayasası'ndan kurtulması gerekirken, yeni bir anayasa yapamıyoruz. Bunun için bir araya gelmeyen siyasetçiler, darbelerle hesaplaşmaya da yanaşmıyor. Ayrıca siyasi partiler ve seçim yasalarını değiştirmek için de bir çaba yok...
İki partinin en kolay bir araya geleceği Alevilik meselesini düşünün. Bunun için yıllardır ortak bir adım atılmaması manidar değil mi?
Son olarak binlerce Kürt insanı ana dille eğitim talebini dile getirirken bu ülkenin iki büyük partisi acaba bu taleple ilgili ne düşünüyor?
Dün Meclis salonlarında bir düello yaşandı.
Sonuç ne oldu?
Hiçbir şey... Ama siyaset sınıfı büyük olasılıkla bu sonuçtan memnun kaldı.
Özellikle CHP tabanı son dönemdeki yolsuzluk tartışmalarını ilgiyle izliyor.
Çünkü CHP yönetimi ilk defa "laiklik ve cumhuriyet" gibi değerler üzerinden değil, belgelerle muhalefet yapıyor. CHP tabanı Şaban Dişli olayıyla başlayan bu sürecin sürdürülmesini istiyor.
Gelelim AK Parti'ye...
AK Parti yönetimi de durumdan hayli memnun görünüyor. Şaban Dişli ve Almanya Deniz Feneri yolsuzluğu olayları biraz sarsıntı yaratsa da, Doğan medya grubuna yönelik savaş tabanı ateşledi.
Öyle ki, Başbakan Erdoğan'ın her hafta sonu ilçe kongrelerindeki konuşmaları eskisine oranla çok daha büyük beklenti yarattı ve ciddi destek aldı.
Bir anlamda bu tartışmalarla parti tabanına inanılmaz bir dinamizm geldi.
Meclis salonlarında başlayan düello da bu sürecin bir parçası...
Ortaya somut bir sonuç çıkmayacağı bilinmesine rağmen yapılmasına kimse itiraz etmedi.
Dengir Mir Mehmet Fırat ve Kemal Kılıçdaroğlu gibi iki önemli siyasetçinin bir araya gelmesi takdir toplasa bile siyaset açısından anlamlı bulunmadı.
Peki, niye yapıldı?
Önümüzdeki günlerde açılacak Meclis'in bile devre dışı kaldığı bir dönemde sivil siyaset başka ne yapabilir ki...