kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
26 Eylül 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
ERGUN BABAHAN

Siyasetin işlevi

Tüm dünya büyük bir ekonomik krizin pençesinde kıvranırken Türkiye yine içine kapanıyor.
Evet Cumhurbaşkanı Gül, New York'ta Birleşmiş Milletler toplantılarına katılıp dünya liderleriyle görüşüyor.
Dışişleri Bakanı Babacan Ulusal Program üzerinde çalışıyor.
Bunlar doğru ama yine de bir içine kapanıklık, reformlarda bir duraksama hissi var.
Tıpkı ağızdaki acı tat gibi.
Kaynağını bilemiyoruz ama hissediyoruz.
Türkiye, Güneydoğu sorunundan Alevi sorununa, birçok alanda atması gereken adımları atmıyor, atamıyor.
"Terörle yaşamayı öğrenmeli, terörle mücadele bir günde bitmez" diyorlar bize.
Biz de onlara "Terörle mücadele ederken de reformlar yapılabilir, bölgede demokrasiyi güçlendirici girişimlerde bulunulabilir" diyoruz.
Aleviler konusu ise hiç yokmuş gibi davranılıyor. Yeniden sorunları görmezden gelme, yok sayma dönemine girdik sanki.
"Ramazan Bayramı mı, Şeker Bayramı mı demeliyiz"i tartışıyoruz ama cemevlerinin durumunu gündeme bile almıyoruz.
Aleviler kendi cemevlerine "ibadethane" diyebilecek mi, diyemeyecek mi?
Bu ciddi ve önemli bir sorun.
Biz görmezden gelsek de bu ülkede ciddi bir Alevi nüfusu var ve onlar devletlerinden kendi statülerini belirlemesini istiyor.
Halı altına attığımız sorunlar yok olmuyor, toplumsal bir yara haline geliyor.
Bu ülkede siyasetin ve siyasetçinin görevi sadece Avrupa Birliği yolunda reformlar yapmak olmamalı.
Halkının temel sorunlarını dış baskı olmadan çözebilmeli siyaset kurumu.
Muhalefetin de ne yazık ki gündeminde bu konular yok.
Oysa CHP Alevilerin yıllardır tercih ettiği bir parti.
Ama konu Aleviler olunca CHP de en az AK Parti kadar duyarsız olabiliyor.
Evet, iki milletvekilinin Meclis çatısı altında birbirine küfür ve hakaret etmeden birtakım yolsuzluk iddialarını tartışması çok medeni bir davranış.
Demokratik olgunlukta epey yol aldığımızın bir göstergesi.
Keşke her ay böyle ikili tartışmalar için bir araya gelip yukarda saydığım türden sorunların nasıl çözümlenmesi gerektiği konusunda kafa yorabilseler.
Toplumun birikmiş sorunlarını çözme kabiliyeti olmayan bir siyaset ne işe yarar tartışılır.