kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
26 Eylül 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
HAŞMET BABAOĞLU

Şeytan, bazen sevilmek ve alkışlanmaktır!

Bir dedikodu çemberi kurulmaya görsün...
Duyguları en çok gıdıklayan şey dedikodu konusu olan kişiyi "o da çok bozuldu canım, baksana nasıl havalara girdi" diyerek çekiştirmektir.
Bu bazen dedikoducuların hasedinden kaynaklanır! Bozulan asıl onlar ve onların duygularıdır.
İşin bu yanını geçelim!
Ama insan neden bozulur?
Paradan mı, iktidardan mı, neden?
Para bozar insanı, bunu uzatıp tartışmanın alemi yok!
Fakat iktidar paradan daha beterdir.
Üç kuruşa gücün memurluğunu yapanlara makam verilince neler olduğunu bilmeyen mi var?
İktidarın yol açtığı çürüme paranınkinden daha hızlı ve azgındır.
Ama en kolay ne bozar insanı, biliyor musunuz?
Biliyorsunuz... Ama her şeye rağmen buna inanmak istemiyorsunuz.
İnsanı en kolay sevilme duygusunun yarattığı o pürtüklü hazlar bozar.
Çapsız ve bilinçsiz alkışları "sevgi seli" sanmak bozar.
Yanlış anlamayacaksınız, eminim.
Alkış güzeldir.
Değer bilen alkış güzeldir.
Sevene, sevindirene haktır alkış.
Hepsinden öte teşekkürdür alkış.
Ama bir noktayı fena halde gözden kaçırırız. Nedir o nokta?
Şu..
İnsana değer veren alkış ve sevgi başkadır.
İnsanı narsist baş dönmelerine sevk eden; onu aşağıya germeden ip üzerinde yürümeye kışkırtan alkış ve sevgi tezahürü çok başkadır.
Sevilmek... Annemizin memesinden ayrıldıktan sonra yakamızı hiç bırakmayan o derin ve dindirilemez özlem!
Sevilmek... Bazen bir armağan, bazen sığınak, bazen bir türlü uyanılamayan rüya!
Sevilmek... Bazen sonu hezeyan, iç görü kaybı, şımarıklık ve çürümeyle gelen bir hastalığın kaynağı olan sinsi bir virüs! ( Bakınız; popüler kültür ünlüleri.)
Elbette insan sevile sevile serpiliyor, olgunlaşıyor.
Fakat bazılarımız da sevile sevile küçülüp çürüyor.
Bazı insanlar alkışlarla beslenerek daha iyi olma yolunda ilerliyor.
Fakat birçokları da alkışlarla yolunu kaybediyor.
Çünkü sevilmek, bir meleğin kollarında uyumak gibidir.
Yine de unutmamak gerekir; Şeytan da melektir.
O yüzden sevilip sevilmediğimizden daha önemli bir kriteri devreye sokmak gerekir: O da başkalarını kalpten sevip sevmediğimizdir.
Sevilen ve çok sevildiğine güvenen bozulabilir.
Ama seven bozulmaz, çürümez!