kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
25 Eylül 2008, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
NAZLI ILICAK

Dali sergisinde ilk gece

60. Kuruluş yıldönümünü kutlayan Akbank'ın sponsorluğunda Emirgan'daki Sakıp Sabancı Müzesi'nde, Salvador Dali sergisi açıldı. Davet sahibi Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul ve Müze Müdürü Nazan Ölçer'di.
Salvador Dali'yi değil, geceden gözüme çarpanları, duyup işittiklerimi yazacağım.
- Erol Sabancı'yla dünya ekonomisi üzerinde lâfladık. Erol Bey, "Lehman Brothers bile battı, kime güveneceksiniz" diye bana sorunca hemen cevap verdim: "Tabii ki, Akbank'a..."
Bilmiyorum bu cümle, iyi bir Akbank reklamı sayılabilir mi?
- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da misafirler arasındaydı. Eğer Kadir Bey'in katkısı olmasaydı, Boğaziçi İmar'a takılacağı için, İstanbul önemli bir müzeden mahrum kalacaktı. Kadir Topbaş, Suzan Sabancı'ya, "Sakıp Bey'in vasiyetini yerine getirdik" dedi. Meğer ölmeden iki gün önce Sakıp Sabancı, Kadir Topbaş'ı hastaneden arayıp, müze işini takip etmesini ondan rica etmiş.
- Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer, işinin ehli. Sergiyi hazırlayabilmek amacıyla defalarca İspanya'ya gitmiş. Dali hakkında yüzlerce sayfa kitap okumuş. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Hanım'a her tablo önünde durup uzun uzun bilgiler verdi. Dali'nin bir tablosunda plaj, kumsal ve arılar görünüyordu. "Plajın yakınında büyük bir otel inşa edilecekti, ona tepki olarak bu tabloyu yaptı" dedi Nazan Ölçer. "Nereden anladınız?" diye sormadan edemedim. Koca tabloda bir parmak büyüklüğünde havuz ve daha da küçük bir deniz yatağı var. Meğer o görüntü, otellerle betonlaşmayı temsil ediyormuş. Dedim ya, görmek başka şey, bilgi sahibi olup, tabloyu anlamak başka şey.
- Son yıllarda iyice ünlenen cerrah Mehmet Tekinel ile de karşılaştım. Onunla, Dali'den ziyade tıp üzerinde söyleştik. Bana ilginç bilgiler verdi: "İnsan vücudunda 3 kilo bakteri vardır. 1 kilosu ciltte, gerisi bağırsakta bulunur. Bakteriler olmazsa biz yaşayamayız, ölürüz. Çünkü sindirim sistemi bu bakteriler sayesinde çalışıyor. Her gün % 10'u dışkı olarak vücudumuzdan çıkıyor."
- Peki bu bakteriler bizi hasta etmiyor mu?
- Etmiyor. Kendi bakterisi, insanı hasta etmez.
Hani bazen, birilerine kızıp da, "Mikrop" deriz ya, meğer mikrop fevkalade faydalıymış.
- Ve nihayet, Abdullah Gül'ün ortaya attığı bir soru:
- Sıralayacağım 3 isimden hangisi İspanya'yı dünyada daha iyi temsil ediyor?
1) Pablo Picasso, 2) Salvador Dali, 3) Don Kişot
Sonunda, Don Kişot'un evrensel bir temsil niteliği olduğu kanaatine vardık.