kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
22 Eylül 2008, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Bu devletler sizin!

Ne hoş oldu. Dünyaya "serbest piyasa" nizamı veren, "neo liberal" akıl dayatan ABD'de, "piyasayı kurtarmak" için "Devlet" devreye girdi.
Diğer büyük (ve küçük) "serbest piyasa" memleketlerinde de olacağı o.
Bir gün hepsi Çin gibi olmak istiyordu; bir şekil olacaklar!
Yani özgürlükler bakımından çok eleştiriyorlardı ama...
Çin'in, "çekik gözlü sosyalizm" maskesiyle uyguladığı "açık gözlü ve gözlü devlet kapitalizmi"nin de çok hoş tatları, baharatları vardı.
Açık emek istismarı...
Ucuz işçilik...
Kocaman ve daha bakir tüketici pazarı...
Angarya...
Devlet fonları.
Tasarruf ve tasarruf. Sermaye ve sermaye birikimi.
Emeği de çevreyi de oyma.
Zaten son durum da epeyce tuhaftı.
"Süper" denilen, "serbest piyasa ve özgürlükler" cenneti, "kapitalizm"in en üst aşaması ABD, bir saadet zincirine bağlı sallanıyordu.
Çin'i çektin mi, Çin çökmezdi de, ABD çökebilirdi.
ABD işçilerinin ücretleri, işsizlerin lokmaları Çin sayesinde düşük ve ucuz tutuluyor, yine de iyi, kötü bir geçim ve tüketim düzeyi sağlanıyordu.
Bunun karşılığında "sosyalist Çin" de kapitalistler ve emperyalistler için "köle emeği" çalıştırıyordu. Hoş, onlar da buna razıydı; çünkü çok kalabalıklardı.
Çinliler ABD orta ve alt sınıflarını giydirme, oyuncakla oynatma, belli bir tüketim düzeyinde mutlu olma, biraz da "Chinese"le karın doyurma karşılığında ABD'nin ithalat harcamalarını emiyordu.
Sonra da bu emdiği sütü ABD'nin burnuna getiriyordu.
Yani ABD'den kazandıklarını tekrar ABD'ye yatırıyor, ABD devleti Çin'e borçlanıyor, ABD vatandaşı ve işletmeleri de herkese borçlanıp gidiyordu.
Düşük ücretleriyle düşük kaliteli ve ucuz Çin malları sayesinde "kapitalizm mutluluğu" yaşamakta da çok zorlanıyordu ABD ücretli, işçi, işsiz, lümpen sınıfları.
O yüzden herkes kredi kartına, tüketici kredisine ve sözde ucuz krediyle aldıkları, ipotekli (ve fiyatları düşen) konutların hisselerini bozdurmaya koşturuyordu.
Biz bunlardan birine "süper devlet" ile "serbest piyasa, kapitalizm" dedik.
Bir diğerine de "sosyalist devlet" ile "sosyalizm" dedik.
İkisinin adı bir arada "küreselleşme" oldu.
Helal olsun!
Sosyalist Çin'in serbest olmayan devlet kapitalizmi sayesinde ayakta duran emperyalist kapitalizm!
Sosyalist Çin'in ucuza yaşattığı gariban çocukları asker yapıp Ortadoğu'ya filan gömen, sosyalist Çin'in yatırdığı paralarından sermaye düzüp silah yapan, füze, bomba, uçak, atom yapan liberal emperyalist devlet!
Hep birlikte, ama özgürlük illüzyonu ve piyasa dayatması içinde, ama sosyal(ist) devlet uyuşturması ve polis devleti dayatması içinde...
İnsanları ufalayan, haysiyetini paramparça eden, köleleştiren, rehin alan, üstünden geçen, don paça çalıştıran yahut hacizlerle donunu bile alan, umutları çoğalta çoğalta yıkan, olimpiyatlarda "sportif" madalyaları toplayan ama milyonlarca insanı güvensiz, mecalsiz, dermansız, çaresiz bırakan bir "Karşıtların birliği".
Belki de insanlar ve dünya, daha iyi bir şeyleri, daha vicdani hayalleri, hatta daha masum yalanları hak ediyordu!
Yine de...
Dünyanın bütün serbest piyasa sermayedarları ile sosyalist devlet patronları birleş(t)iniz; çıkarken de batarken de, tıka basa yerken de iflasları kusarken de, bu iştiha da sizin, bu köleler de sizin, bu devletler de, bu hareketler de sizin.