kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
22 Eylül 2008, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Hülya, doktorları Tamer Taş ve Prof. Oğuz Çetinkale’ye (yanında) minnettar olduğunu söylüyor. FOTOĞRAFLAR: Korkut KALAYCI

Yanan vücudu, dört yılda terzi gibi dikti

Abdurrahman ŞİMŞEK HABER MERKEZİ
22.09.2008
Elektrik çarpması sonucu Hülya'nın vücudunun yüzde 85'i yandı. "Ümit yok" deniyordu. Ancak doktoru pes etmedi, derisini bir terzi gibi yeniden dikti. Ve vaat edilen terfiyi aldı..
Hülya Karacihan'ın hayatı, 10 yıl önce yaşadığı korkunç bir kaza ile tamamen alt üst oldu. Henüz 22 yaşındaydı. İşportacı eşi Gürsoy ve 3 yaşındaki kızı Rüya ile İstanbul Esenyurt'ta iki katlı bir evin üst katında kiracı olarak yaşıyordu. Oturdukları evin tam üzerinden İstanbul'u besleyen yüksek gerilim hatlarından biri geçiyordu. Genç kadın, televizyon antenini düzeltmek için çatıya çıktığı bir gün, bir metrelik mesafeden binlerce voltluk elektriğe kapıldı. Boynundan aşağısı yanan, akımın şiddetinden karnı patlayan genç kadın, eşi tarafından hemen Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ne kaldırıldı. Ancak vücudunun yüzde 85'i üçüncü derece yanık olan Karacihan'ın yaşaması için doktorları hiç de iyimser konuşmuyordu.

YEŞİL KART ÇIKARTILDI
Hülya'nın asıl sorunu yanan derisiydi. Derisi yerine konabilirse, yaşama şansı olabilirdi. Hastayı ele alan Prof. Dr. Oğuz Çetinkale tam da bu noktada asistanı Dr. Tamer Taş'a ilginç bir teklif yaptı: "Bu hastayı yaşat, seni klinik şefi yapayım." Yıllarca süren geceli gündüzlü bir çalışmanın ardından genç kadını hayata döndüren ve vaat edilen terfiye hak kazanan Dr. Tamer Taş 10 yıl önce karşılaştığı durumu şöyle anlatıyor: "En ağır yanık tanısı ile karşı karşıyaydık. Asıl büyük sorun Hülya'nın sağlık güvencesinin olmamasıydı. Önce kendi gayretlerimizle Hülya'ya yeşil kart çıkarttık. Günlük tedavi masrafı 2 bin YTL'yi geçiyordu." Hastanede geçen 4 yıl zarfında Hülya yaklaşık 20 ameliyat geçirdi. Doktorları terzi gibi Hülya'ya kadavralardan deri nakilleri ile yamalar yaptı. Ama bu deriler zamanla çürüyor ve dökülüyordu.

32 KİLOYA DÜŞTÜ
Tek yanmayan yeri kafa derisiydi. Ve oradan alınan deriler, hayati tehlike arz eden bölgelere dikildi. Ancak bu arada genç kadın 32 kiloya kadar düştü. Dr. Tamer Taş, Hülya'nın durumunu tüm dünya ile paylaşarak çare arıyordu. Ancak Hülya'nın psikolojisi bozulmuş tedaviye cevap vermiyordu. Genç kadına sürekli olarak, dayanması ve çocuğu için yaşaması gerektiğini söyleyen Dr. Taş'ın çabaları en sonunda olumlu sonuç verdi. Hastanedeki 4 yıllık mücadelenin ardından son 6 yıldır da tedavisi dışarıda devam eden Hülya, eve döndükten sonra 2'nci çocuğunu dahi dünyaya getirdi.