kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Eylül 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

Erol, fazla renkli

18.09.2008
-Ortak şarkınız var mı?
- E.B:
My Way. Benim yolum!

- Aranızda neredeyse 20 yaş fark var. Bir kuşak farkı kadar. Kuşak çatışmasını karı-koca ilişkisinde yaşar mısınız bazen?
- U.B:
Erol'un hayatı müzik. Benimki de müzik. Erol'un bana uyum sağlamasına çok fazla gerek yok, çünkü o zaten çocuk! Her yaşa girebiliyor. İkimizin ortak hayatı müzik. Bu yüzden çok iyi anlaşıyoruz.
- E.B: O okumayı seviyor, ben de. Müziği seviyor, ben de. Gezmeyi seviyor, ben de. Yemek yemeyi seviyor, ben de!
- U.B: Erol, derin bir sanatçı. Normal bir sanatçı değil. Hayatın, tüm olayların derinine iniyor.

- Erol Büyükburç'un karısı olmak; toplum içindeyken eğlenceli midir, sıkıcı mı?
- U.B
Çok eğlenceli. Kadınlar ilgili Erol'la. Boş kıskançlık yok bende. Ama mesela sahnedeyiz, bir kadın geliyor. "Erol Bey, size okuldan beri âşığım," diyor. Beni görmüyor, beni selamlamıyor. O zaman kıskanıyorum.
- E.B: Tuluhan'cığım kadının adeta ilanı aşk yapar gibi duruşunu ben hesaba katmadım. O bir hayran. Ute bunu anlamıyor. Ona çok kızıyor.

- Müdahale eder misiniz sahne kıyafetlerine?
- U.B:
Müdahale etmeye çalışıyorum. Bazen fazla renkli gibi geliyor, yakıştıramıyorum. Ya da "Eski kostümlerini giyme, artık onlar yakışmıyor," gibi şeyler söylüyorum. "Soylu olman lazım, onu düşürme," diyorum.