kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Eylül 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

La Scala'da söylemeye hazırım

Figen Yanık
18.09.2008
Bu yıl beşincisi düzenlenen Leyla Gencer şan Yarışması'nın ilk Türk birincisi soprano Nazlı Deniz Boran "La Scala'da söylemezsem ölmem, ama artık hazırım. İkinci bir Leyla Gencer olmak ise imkânsız,'' diyor ..
"Babam bana 'Arnavutluk Radyosu,' der. Çünkü Arnavutluk Radyosu savaşta bile susmazmış. Ben de çocukluğumda durmadan şarkı söylerdim. Azar işittiğimi bilirim, mezarlıkta bile söylerdim...'' Birkaç hafta önce Aya İrini'de ona birinciliğin yanı sıra La Scala Operası'nın da kapılarını aralayan aryasını seslendirirken gözlerimi kapatıp dinlediğim ve "Ne silah ne de para, şu ses gerçekten muhteşem bir güç,'' diye düşündüğüm soprano Nazlı Deniz Boran var karşımda... O güçlü ses, sokakta fotoğrafını çekerken o kadar sıkılıp, utandı ki; "Sahne dışında çok sakin, hafif utangaç, naifimdir. Ama sahnede inanılmaz değişiyorum,'' sözleriyle kendini anlatma ihtiyacı duydu. Leyla Gencer Şan Yarışması gibi onur verici bir yarışmadan bu yıl birincilikle çıkan Boran, o gece seslendirdiği Offenbach'ın eğlenceli Hoffmann'ın Masalları'ndan seçtiği aryası ve Olimpia karakterine kattığı teatral yorumuyla da hem jürinin hem de dinleyicilerin salondan neşeyle çıkmasını sağladı. Onun isteği de bu zaten... "Ben insanlara neşe, mutluluk ve ilham vermek istiyorum,'' diyor. Bir yandan operanın 'can sıkıcı bağırışlardan' ibaret olduğunu, bir yandan da incecik vücuduyla "İyi sopranolar şişman olur,'' diye düşünenlere de inat... Nazlı Deniz Boran, bu yıl ilk kez Leyla Gencer'siz bir yarışma gerçekleştirildiği için sahneye çıkarken divanın anısına siyah giymişti, ama operanın hayatımıza renk ve neşe de katabileceğini kanıtlamak için, seçtiği aryayla herkesi eğlendirmeyi başardı. Hoffmann'ın kurgulu bebeği Olimpia'yı canlandırken o kadar inandırıcıydı ki, bebek susunca Borusan Filarmoni Orkestrası'nın viyola şefi Efdal Altun, yerinden kalkıp onu kurarmış gibi yaparken izleyiciler de büyük bir merakla bebeğin hareketlerini izledi. İstanbul Kültür Sanat Vakfı ve La Scala Operası'nın işbirliğiyle bu yıl beşincisi düzenlenen Leyla Gencer Şan Yarışması'nda 'ilk kez birinci seçilen Türk soprano' olma mutluluğu ve gururunu da yaşayan Boran, bir aydır çok hasta olduğu için yarışmaya katılmaktan neredeyse son anda vazgeçecekmiş. Hasta ve ağzında çıkan 25 aftla yarışmaya katılan Boran, bu aksilikler nedeniyle de birinciliği hiç beklemiyormuş: ''Çünkü yarışmaya hasta girdim, bir aydır antibiyotik kullanıyordum. Bizim normalde performanstan en az iki gün önce antibiyotikleri bırakmamız gerekir. Sesimin kısılma ihtimali vardı. Bu bir maraton. Bir hafta boyunca durmadan şarkı söyledik. Ağzımda 25 tane aft çıktı. Tam 'Ben yarışmaya giremeyeceğim,' derken, çeyrek finalde söyledim. Orada akıllıca davrandım. Bazı notaları söylemedim, bir şeyi kötü yapmaktansa derli toplu performans sundum. Yarı finale kalınca moralim inanılmaz yükseldi. Bu da bir aşk tabii ki...''

BİRİNCİ OLACAĞIM İÇİME DOĞDU
'Hayatta hiçbir şey tesadüf değil,' sözündeki gerçeklik gibi yarışmaya hasta haliyle katılsa da genç sopranoya birinci olacağı sanki malum olmuş: "Birinci olacağım içime doğdu. Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda final için yarışmaya girdiğimizde büyük ekranlardan sürekli Leyla Gencer'in kolajı ve geçtiğimiz yılki yarışmadan bölümler gösteriliyordu. Ben de finalde aryamı söylerken içimden 'İki yıl sonraki yarışmada senin görüntülerin yer alacak,' şeklinde bir duygu geçti. Ama yine de beklemiyordum. Finale kalan yedi yarışmacıdan dördü Türk'tü, bu müthiş bir şey... Üçüncüler açıklandı, ikinci açıklandı, birinci açıklanmadan önce ben tuhaf bir şekilde 'Arkadaşlar ne kadar güzel değil mi, birinci Türk...' derken o sırada adım anons edilmiş. Şaşkınlıktan o kadar oyalanmışım ki arkamdan herkes "Koş koş,'' diyordu. Sahneye o yüzden koşarak çıktım ve hiç tanımadığım halde jüri başkanına sarıldım.''
Haberin fotoğrafları