kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
19 Eylül 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
ENGİN ARDIÇ

Paşaya paşa demek

Genelkurmay Başkanı gazete yöneticileriyle bir toplantı yaptı, bu toplantıda kendisine "paşam" diyenlere de kızdı.
"Bana paşa demeyin, Orgeneral Başbuğ şeklinde hitap edin" dedi.
Haklı gibi görünüyor. Çünkü, "paşa" demek suçtur.
Suç mudur?
26 Kasım 1934 tarihli devrim yasasına göre, "ağa, hacı, hafız, molla, hoca, efendi, bey, beyefendi, hanım, hanımefendi, paşa, hazret" gibi ünvan ve lakapların kullanılması yasaktır.
Ama, gene aynı yasaya göre, "kanun karşısında ve resmi belgelerde" ...
Yani, o günden beri, günlük hayatında birbirine "bey" ya da "hanım" diye seslenen her Türk vatandaşı suç işlemiyor. Herkes birbirine "bay" ya da "bayan" demek zorunda değil.
Benzer bir devrim yasasına göre, şapka giymek zorunludur. Hıncal ağabeyin arkadaşı Ertekin dışında hepimiz sürekli suç mu işlemekteyiz? Hayır.
Bu "lakap ve ünvan" konusunda bürokrasi o kadar hassastır ki, bazı paşalar, pardon generaller, 1934 öncesini anlatırken Atatürk'ten "Gazi Mustafa Kemal Paşa" şeklinde sözedilmesini bile hoş karşılamazlar ve kızarlar. Sanki Mustafa Kemal Atatürk, "Ali Rıza Atatürk" ile "Zübeyde Atatürk" ün oğludur ve generalliğe de 1881 yılında terfi etmiştir.
Yani, "kurtar bizi paşam" demek de yakışıksızdır. "Sarı saçlım, mavi gözlüm, neredesin" denilebilir, onda bir sakınca yoktur.
Fakat "paşa" ünvanından hoşlanmayanların, kendi aralarında sohbet ederken de birbirlerine "paşa" şeklinde seslenmemeleri gerekirdi... Bunu hangisi uygular, çok merak ederim.
Demek ki, kanun çıkarmak başka şey, sosyoloji bilimi başka şeydir ve de emirle toplum mühendisliği yapmak zor iştir.
Bilime karşı gelirseniz, ortaya otuzlu yılların "Bonjur Bay Lütfullah",
"Bonjur Bayan Melahat" gibi komedi unsurları çıkar. Bu gülünç kalıplar ancak "Lüküs Hayat" operetinde kalmışlardır.
Tıpkı, bilime karşı gelerek ortaya atılan "Güneş-Dil teorisinin" de alay konusu olduğu gibi.
Bu teoriye göre milattan önce bin iki yüzlü yıllarda yaşadığı varsayılan Mikenai kralı Agamemnon'un adı, Türkçe "ağa memnun" dan gelmektedir. Yengesi Eleni'nin adının nereden geldiği tesbit edilememiştir. Eşi kraliçe Klytemnestra'nın adının klitoristen geldiği tahmin edilebilir ama o da Türkçe değildir. Hani kadının adı "Bızırilla" falan olsa anlayacaktık...
Şaka yaptığımı sanıyorsunuz ama aynı teoriye göre İngilizce "O.K." deyimi de Türkçe "ok" ve "ay" dan gelmektedir. Bu ciddi ciddi ileri sürülmüştür.
İleri süren, on dokuzuncu yüzyılda, İngilizcesi zayıf bir Hintli görevlinin, tren vagonlarına tebeşirle "all controlled" ( "hepsi kontrol edilmiştir" ) ibaresinin kısaltması olan "A.C." yazacağına "O.K." yazdığını (yani bunu "oll kontrolled" sandığını), deyimin buradan kaynaklandığını bilmiyordu...
İşte toplum mühendisliğinin bizi getirip bıraktığı açmaz budur.
Paşaya paşa denilmesin... Tamam.
Fakat ben, merhum Zeki Müren'e yıllarca paşa demiş olanlar hakkında cezai bir işlem yapılacak mı, onu merak ederim...