kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
18 Eylül 2008, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
MELİHA OKUR

İngiltere Kraliçesi'nin fonunu denetleyen Türk!

Risk yönetimi deyip geçmeyin! Türkiye olarak risk yönetimi konusunu bilmiyoruz.
Bu kavrama yabancıyız.
Risk yönetiminin en önemli özelliği, "şeffaflığı şart koşuyor" olması. Türkiye gibi ekonomisi yüzde 50 kayıtdışı olan bir ülkede şeffaf olmak o kadar kolay mı?
Elbette değil!..
O halde ülke olarak risk yönetimini nasıl öğreneceğiz? Yeni yasama döneminde TBMM'ye gelmesi beklenen Türk Ticaret Kanunu taslağı galiba yeni dönemin habercisi olacak. Taslak iki açıdan önemli.
Birincisi, risk yönetimini halka açık şirketlerde zorunluluk haline getiriyor.
İkincisi, halka açık olmayan şirketlerde denetçi raporunun sonucuna bağlı olarak risk yönetimi komitesini zorunlu kılıyor.
Sakın, "Ne var bunda?" demeyin! Taslak, tüm yöneticilere çok ciddi bir sorumluluk yüklüyor. Sonuçta yöneticilerin, şirketlerin, bankaların, sivil toplum kuruluşlarının iç denetimi sağlamaları gerekiyor.
İç denetim demek "güvence" demek. Yani, "Suiistimale karşı sıfır tolerans!"
Türkiye için az şey mi? Üstelik bu söylem İngiltere Hükümeti'nin fonu olan DFİD'ye ait ve hibe olarak sürdürülebilir kalkınma, yoksulluğun azaltılması, insan hakları konusundaki çalışmalara destek için kullanılıyor.
Bu fon İngiltere Gelir İdaresi Kraliçe Elizabeth'e bağlı olduğu için Kraliçe'ye bağlı. Sık sık denetleniyor. Kısa bir süre önce fon, ABD'de insan hakları konusunda yapılan bir çalışmanın denetimi için bir ekip kurmuş. Türkiye'den 34 yaşında bir denetçiyi davet etmiş. Merkezi Ankara'da olan RSM Bentley Jennison Denetim Şirketi ortaklarından Ömer Ünsal,
şimdi DFİD, dolayısıyla Kraliçe'yi denetliyor.