kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
14 Eylül 2008, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Aydın Doğan

Aydın Doğan'dan Erdoğan'a yanıt

14.09.2008
Başbakan Erdoğan'ın Beyoğlu İlçe Kongresi'nde yaptığı açıklamaya Doğan Medya Grubu'nun sahibi Aydın Doğan, Hürriyet'in internet sitesine koydurduğu açıklama ile aynı gün içinde yanıt verdi..
Başbakan Erdoğan'ın her hafta yaptığı mesnetsiz suçlamalarla Doğan Medya Grusunu sindirmeye çalıştığını iddia eden Aydın Doğan, "Tarih, bu tutumun vahim sonuçlarını gösteren pek çok örnekle doludur" dedi. Doğan uzun açıklamasında Erdoğan'ın iddialarına şu yanıtları verdi:

KÂĞIT KAÇAKÇILIĞI
"Başbakan, grubumuzu kâğıt kaçakçılığıyla suçlamıştır. Sermaye Piyasası Kurulu'nun 7 yıldır sürdürdüğü incelemede kaçakçılık iddiası yoktur. Kaçakçılık iddiası, bizzat Başbakan ve partideki yardımcısı tarafından uydurulmuştur. Bu iddiayı ortaya atanlar özür dilemezse, müfteri olacaktır."

PAHALI KÂĞIT
"Kâğıdın pahalı alındığı iftirası 2001 yılında Uzan Grubu tarafından ortaya atılmıştır. Doğan Grubu, buna karşı açtığı davayı kazanmıştır. Bir kez daha tekrarlıyoruz: Türkiye'de gazete kâğıdını en ucuz maliyetle biz temin ediyoruz."

BAYKAL'IN MAL VARLIĞI
"Başbakan, CHP lideri Sayın Deniz Baykal ve eşinin malvarlığı ile ilgili iddialara Doğan Yayın Grubu'nun yer vermediğini öne sürmüştür. Gerçekler bunun tam tersidir. Örnek vermek gerekirse, bu iddialara ilişkin haber ve köşe yazıları Milliyet gazetesinin 3 ve 4 Şubat 2006 tarihli nüshalarında geniş bir şekilde yayımlanmıştır."

GAZİANTEP İDDİALARI
"Başbakan, Gaziantep Belediye Başkanı Asım Güzelbey'in, hakkındaki yolsuzluk suçlamalarına verdiği yanıtlara Doğan Grubu gazetelerinde yer verilmediğini ileri sürmüştür. Bu iddia da temelsizdir. Belediye Başkanı'nın savunması Milliyet, Posta, Radikal gazetelerinde ve Hürriyet gazetesinin başyazısında ve internet sitesinde yayımlanmıştır."

DENİZ FENERİ DAVASI
"Başbakan, grubumuza karşı saldırılarını Almanya'da görülen Deniz Feneri Derneği'ndeki yolsuzluk iddialarına ilişkin dava haberlerinin gazetelerimizde yayımlanması üzerine başlatmıştı. Sayın Başbakan'ın sorumluların suçlarının kanıtlanması halinde en ağır şekilde cezalandırılmalarını istemesi ve konuyu takip edeceğini söylemesi memnuniyet vericidir. Bu sözleri saldırıya geçmeden önce söylemesini çok arzu ederdim."

ÜSLUBA YANIT
"Sayın Başbakan'ın bugünkü konuşmasında "mezhebi geniş, karnı geniş" gibi yakışıksız ifadelere başvurmuş olmasını esefle karşılıyorum. Bu seviyedeki bir üsluba cevap vermek yerine, takdiri yüksek ahlaki hassasiyeti herkesçe malum olan Türk halkına bırakıyorum. Başbakan'ın, tek güvencesi yasalar ve adalet olan bir kişi ve grubu bu şekilde hedef almasının, imha planları yapmasının, suç kanıtı olduğunu iddia ettiği bilgi ve belgeleri elinde tuttuğunu ifade ederek ağır baskılara başvurmasının demokratik hukuk devletinde yeri yoktur."

CANLI YAYINA DAVET
"Ben, sizin siyasi muhatabınız değilim. İşim de siyaset değil. Benimle ne meseleniz varsa, bir televizyon kanalında sizinle canlı yayında tartışmaya hazırım. Sayın Başbakan'ın bu saldırıları yayın grubumuzu yıldırmayacaktır. Grubumuz, Deniz Feneri dahil tüm yolsuzluk olaylarının üzerine gitme kararlılığından vazgeçmeyecektir." Sayın Başbakan bize "bütün vatandaşlarımız gibi eşit muamele göreceğimizden şüphe duymamamız" mesajını vermiştir. Ben de kendisine şunu söylüyorum: Başbakan'dan ve bürokrasisinden kanuni hakları dışında bir şey isteyen namerttir. Sayın Başbakan'ın aynı eşitlik hassasiyetini kendine yakın medyanın sahiplerine de göstereceğinden emin olmak istiyoruz. Mesele budur."