kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
11 Eylül 2008, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
ABDURRAHMAN YILDIRIM

Büyüme çelişkili, faiz indirimi net mi?

Piyasalar tarafından yüzde 3.6 beklenen, bizim de bunun üzerinde tahmin ettiğimiz yılın ikinci çeyreğine ait büyüme yüzde 1.9 çıktı. Bu oran 2002'nin ikinci çeyreğinden sonraki en düşük büyüme ve en keskin düşüş. Bir yerde kriz sonrasının en kötü verisi.
Neden böyle olduğu sorusuna verilecek iki yanıt var.
- Biri dünyadaki finansal krizin Türkiye'ye yansıması ve beklentileri bozması.
- Diğeri 14 Mart'ta açılan kapatma davası ile siyasi belirsizlik sürecinin başlaması, bunun dış risk ile birleşerek tüketim, üretim ve yatırımda katmerli etki yaratması.

- Şaşırtıcı noktalar- Ancak büyüme rakamları da bize göre bazı çelişkileri içinde barındırıyor.
- Tarımdaki daralmayı anlayamadım. İlk çeyrekte yüzde 2.6 büyüyen tarım sektörü ikinci çeyrekte yüzde 3.5 daralmış. Tarımın bir yıl iyi bir yıl kötü gidişine alışmıştık ama mevsimler arasında bu kadar keskin iniş çıkışlarına ilk kez tanık oluyoruz. Üstelik tarımsal üretim tahminleri geçen yıldan daha iyi. Fındıkta tüm zamanların en yüksek rekoltesi var. Meyve ve sebze üretimi de iyi. Sadece Güneydoğu Anadolu'da kuraklık böyle bir etki yaratmışsa başka. Buna rağmen tarımın eksi çıkması şaşırtıcı.
- İmalat sanayisinde yüzde 7'lik büyümeden ikinci çeyrekte yüzde 2.5'e inilmiş. Halbuki sanayi üretimi yüzde 3 iken katma değer artışının bunun altında kalması, sektörün kâr üretemediğine işaret. Ancak aynı dönem için açıklanan borsadaki sanayi şirketlerinin bilançolarında ortalama yüzde 19'luk kâr artışı sağlanmış. Denilebilir ki borsa şirketleri imalat sanayisini eksik yansıtır. Bu doğru ama arada bu kadar büyük fark olması da şaşırtıcı.
- Sabit sermaye yatırımları yüzde 1.5 daralmış. Yüzde 11.9'luk artıştan buraya inilmiş. Çok keskin bir düşüş. Denilebilir ki, çifte riskin bulunduğu bir ortamda yatırımı kim niye düşünsün? Gayet normal değil mi?
Ancak yılın 7 ayında yatırım malları ithalatı yüzde 20 artmış. İthal edilmiş ama yatırım yapılmamış, yani depolarda bekletme gibi bir durum mu var? Kurların arttığı, küresel finansal krizin yaşandığı, yurtiçinde siyasi belirsizliğin had safhaya çıktığı bir dönemde yatırım malı ithalatı niye yapılıp da bekletilir? Bunun bir mantığı var mı? Bilmiyorum.

- Bunun adı durgunluk- Bütün bu çelişkili rakamlar ileride revize de edilebilir. Ancak bu revizyon öyle çok büyük düzeyde olmaz. İnce ayar şeklinde gerçekleşir.
Dolayısıyla yılın ikinci çeyreğindeki bu düşük büyümenin ardından yıllık bazda yüzde 4.5'e ulaşmak bir hayli güçleşti.
2006 yılı ortasından itibaren hem finansal dalgalanmanın etkisi hem de faizlerin yükseltilmesiyle yüksek büyüme dönemi sonlanmıştı. Trend altı büyüme ile sorunların da büyüyeceği tartışılırken durgunluk seviyesine indik.

- Faiz indirimini kolaylaştırdı- Denilebilir ki büyüme sorunu sadece Türkiye'nin değil bütün dünyanın sorunu. Bu doğru. Ancak gelişmekte olan ülkeler arasında Türkiye'nin çok vasat büyüme performansı ortaya koyduğu da bir gerçek.
Dünkü düşük büyüme verileri 18 Eylül'deki Para Politikası Kurulu'nda Merkez Bankası'nın faizi düşürmesinde elini iyice rahatlattı.

- Sonuç- "Yazgın sana her yerde eşlik eder." Tamil Sözü