kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
10 Eylül 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
YÜKSEL AYTUĞ

Tek suçlu Kuşhan mı?

Ünlü zayıflama merkezinde henüz 19 yaşındayken geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitiren Dila Kurt için doğal olarak ilk suçlanan kişi, kliniğin sahibi Dr. Muzaffer Kuşhan oldu. Zira kliniğin ruhsatı, ambulansı ve doktoru yoktu... Ama Kuşhan'ı tek suçlu olarak gösterip, günah keçisi ilan etmek bence haksızlık olur. Zira Dila'nın ölümünde medyanın da en az Kuşhan kadar "ihmali" olduğunu düşünüyorum. Sağlıklı yaşam için fit bir vücuda sahip olmak gerekli. Ama "zayıflamayı" adeta "vücuda tapınma ayininin olmazsa olmaz ritüeli" olarak gören ve gösteren bir medya anlayışı oluştu. Magazin programlarının ana konusu Bodrum plajlarında kimin fit, kimin şişman göründüğü değil mi? İnce bel, dik göğüsler ve selülitsiz bacaklar uğruna bir haftada 7-8 kilo vermeye yönelik "şok diyetler" gazetelerin sağlık sayfalarını süslemiyor mu? Gündüz programlarının ana konusu diyet ve güzellik değil mi? Günün her dakikasında gençlerin önüne model olarak fit mankenler, tanrıça görünümlü şarkıcılar konulmuyor mu? Sağlığa zararlı zayıflama haplarının leblebi-çekirdek gibi satılması bundan değil mi? Geçen hafta bu kliniği ballandıra ballandıra anlatan bizim gazetelerimiz, dizi röportajlar yapan bizim haber bültenlerimiz değil mi? Dila için "Suçlu ayağa kalk!" denildiğinde, Kuşhan'la birlikte bizim de azıcık yerimizden kıpırdamamız gerekmiyor mu?