kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
9 Eylül 2008, Salı
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Sezaryenli doğum gelecek için bir tehdit

Giriş Saati : 09.09.2008 14:34
Güncelleme : 09.09.2008 22:46
Yeni Haber
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından yayınlanan Çerçeve Dergisi'nde yer alan bir çalışmaya göre, geleceğin toplumu, doğum oranındaki düşüş, sezaryenli doğumlar, boşanmalar, geçim sıkıntıları ve evlenme yaşının artmasından kaynaklanan nedenlerden dolayı tehdit altında bulunuyor.

MÜSİAD Araştırmalar ve Yayın Komisyonu tarafından hazırlanan Çerçeve Dergisi'nde, sanayi sonrası toplumun ekonomik ve teknolojik trendlerinin demografik gelişmeyi nasıl etkilediğine yönelik bir çalışmaya yer verildi. Çalışmada, sezaryenli doğum gelecek için büyük tehdit olarak değerlendirildi.

Günümüz Türkiye'sinde sezaryenli doğumun normal, normal doğumun anormal hâle geldiği belirtilen raporda, "Sadece hayatistisnadurumlarda tıbbzorunluluktan başvurulabilecek bir yöntem olan sezaryenle doğum, bugün gerek doktor, gerekse de hamilelerin gafletiyle neredeyse normal doğum oranını geçti. Oysa adı üstünde insanın hayat boyu sağlığı, normal doğumdan geçiyor." denildi.

Tıbbbulgulara göre sadece normal doğum esnasında salgılanan "sevgi hormonu" oksitsin'in anne ve bebek arasında başka türlü kurulamayacak bir bağın kurulmasını sağladığı belirtilen raporda, çocuğun normal doğum esnasında salgılanan bu hormon eşliğinde dünyaya gelişi, onu hayatın zorluklarına karşı dirençli kıldığı kaydedildi.

Raporda, ABD'de yapılan bir araştırma, sezaryenle doğan çocukların ilk 28 gün içinde ölme riskinin, normal doğumla dünyaya gelen bebeklerden 3 kat fazla olduğunu gösterdiği vurgulandı.

Devlet İstatistik Enstitüsü'nün son verilerine göre, bugün aile başına düşen ortalama çocuk sayısı 2,1 olduğu belirtilen raporda, "Türkiye'de nüfus artışı tehlike sınırında bulunuyor. Ancak asgari 3 çocukla nüfus artışı, normal hızını koruyabiliyor.

Karı-koca ile biri kız, biri erkek 2 çocuktan oluşan çekirdek aile imajı, reklâmlarda sürekli yansıtıldığı gibi, ideal olarak insanlara empoze ediliyor. Hatta bugün bazı eşyalar ve evler bile bu 2 çocuklu çekirdek aile standardına göre yapılıyor. Oysa ne yazık ki ileride bu çekirdek ailenin çocuklarının amca, dayı, teyze veya haladan ikisi olmayacak." görüşüne yer veriliyor.

Eskiye nispetle artışa rağmen boşanma oranları, dünya ortalamalarına göre Türkiye'de henüz makul, iyimser bir seviyede olduğu ifade edilen raporda, Türkiye'de tüm toplumsal-kültürel çözülmeye rağmen, aile kurumu önemini ve varlığını korumaya devam ettiğine dikkat çekiliyor.

(CİHAN)