Obezistan'da ölüm

Dila Kurt 19 yaşındaymış. Çok güzelmiş, ama şişmanmış, 98 kiloymuş. Kim bilir, belki ailesinin desteği, belki kendi isteği ile Obezistan'a, yani Kuşhan'ın kliniğine yatırılmış. 1.5 ayda da 15 kilo vermiş. Ailesinin kendini ziyarete geldiği bir pazar günü de aniden kalp krizi geçirip ölmüş. Muzaffer Kuşhan, otopsi filan yapmaya gerek duymadan teşhisi koymuş. "İnsanı 9 ve 15 yaşında yakalayan bir gen vardır, Dila'yı da öldüren bu gendir" demiş.

HOCAMIZ ÇOK KIZAR
Sonra da bilimsel konuşmasına şu şahane örnekle devam etmiş: "Yedikleriyle içtikleriyle alakası yok, öyle olsaydı onunla aynı yemeği yiyen 60 kişi de ölürdü. Ortalıkta onun kalbinin durmasını gerektiren hiçbir şey yok!" Şimdi benim kalkıp, her fani obezin metabolizma hızı farklı olabilir hocam filan dememe gerek yok. Çünkü denenmiş sisteminin sorgulanmasına çok kızar hocamız. Gülşen Yüksel'in haberi aslında hızlı ve kontrolsüz zayıflamanın ne kadar tehlikeli olduğunun göstergesi. Şimdi sözü geçtiğimiz günlerde Kuşhan ile röportaj yapan Ayşe Arman'a bırakıyorum:

* "...İyi ama detaylı bir check-up yapılmadı bana. Sadece kanım alındı, tansiyonum ölçüldü. Başkalarına yapılıyor mu? Ensülin kullanan şeker hastalarını, kalp yetmezliği ve kontrol edilemeyen yüksek tansiyonu olanları kabul etmiyoruz. Yani buraya alacağımız kişilerin az çok sağlıklı olması gerekiyor. Siz de öyleydiniz...

* Nereden biliyorsunuz? Muayene edilmedim ki... Öyle şey olur mu? Formları doldurdunuz, doktor kontrolünden geçtiniz, bize sağlığınız hakkında bilgi verdiniz. Yalan söylediyseniz ben n'apim. Neticede sizin beyanlarınıza bakıyoruz.

* Bütün dünyada diyet kişiye özelken, burada nasıl bu kadar genel olabilir? Bir yöntem olağanüstü başarılıysa neyi değiştireceksin? Bugüne kadar burada sağlığı bozulan, hastalanan kimseyi görmedim ben... ...Bir obez gördüğüm zaman üzülüyorum. Elbette ki nedenleri araştırılmalı. Ama biliyorsunuz değil mi, sebep onların dışındaki herkestir, hep başkalarını suçlarlar, kendilerini asla. (Ne yazık ki sayın Kuşhan'da başına bir şey gelince hep etrafını suçluyor! R.G.)

* Ambulansınız gerçek ambulans değil... Bakın iki doktorumuz var, doktor odamızda da duran kalbi çalıştıran cihaza kadar her şeyimiz var. Artık daha ne olsun?"