kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
6 Eylül 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
NAZLI ILICAK

Deniz Feneri Derneği

Almanya'da açılan "Deniz Feneri" davası, insanın yüreğini acıtıyor. Haydi Yimpaş, ticari bir başarısızlıktı; yanlış yatırımlar yüzünden insanların parası battı. Ama, Yimpaş'ın dışında kalan ve dindar kimliklerini kullanarak halktan topladıkları parayı iç eden başka holdingler de vardı.
Deniz Feneri vakası ise daha da vahim. Zira, fakir fukaraya gidecek paraların önemli bir bölümü, şahsi işler için kullanılmış. Suçlanan Kanal 7 yöneticilerini tanırım, ve iddiaların gerçek olmamasını samimiyetle dilerim. Üstelik, Deniz Feneri vasıtasıyla tesbit edebildiğim bazı fakir aileleri ziyarete gittiğim zaman, bu derneğin çok sayıda yoksul insana katkı sağladığını da bizzat görmüştüm.
Yardımcı olunan ailelerin hikâyeleri, Kanal 7'de uzun uzun yayınlanıyordu; doğrusu, mahremiyetin ihlâl edilmesini yadırgayıp sormuştum. Amacın, "hayır severleri teşvik" olduğu söylenmişti.
Şu anda, iddialar çok ciddi. En azından, üstünkörü açıklamalarla geçiştirilemeyecek kadar ciddi. Almanya'da suçlanan şirketin adı da, Türkiye'dekinin adı da Deniz Feneri. Usulsüzlüğün Almanya'daki Deniz Feneri tarafından yapıldığı belirtiliyor. Ama paranın bir bölümü Türkiye'ye gönderilmiş.
Burada hükûmete de görev düşüyor. Aksi takdirde, "yandaşa farklı muamele yapıldığı" tezi haklılık kazanabilir.