kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
6 Eylül 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
Türkiye’de yaklaşık her 100 kişiden biri şizofreniden mustarip.

Şizofrenlerin dünyasından öyküler

ECE KOÇAL
Giriş Saati : 04.09.2008 22:56
Güncelleme : 05.09.2008 19:25
'Ateşin Düştüğü Yerden Öyküler' adlı öykü yarışması, hayal dünyasını kâğıda aktarmayı isteyen şizofrenler için düzenleniyor. Son başvuru tarihi 30 Kasım olan bu yarışma, şizofreni hastalarının topluma kazandırılmasını amaçlıyor..
Şimdiye kadar pek çok romana kahraman oldular. Yazarların yorumlarına göre, onlar olağanüstü yetenekleri olan veya hayal dünyasında yaşayan kişilerdi. Şimdi işin diğer tarafına el atıyorlar. Yani kendi kahramanlarını yaratacaklar. Şizofreni hastaları için düzenlenen 'Ateşin Düştüğü Yerden Öyküler' adlı öykü yarışması, Şizofreni Dernekleri Federasyonu liderliği ve Bilim İlaç desteği ile gerçekleştiriliyor. Amaç şizofreni hastalarını topluma kazandırmak ve bu hastalığı topluma tanıtmak. Çünkü Türkiye'de her 100 kişiden biri, farkında olsun veya olmasın bu hastalıktan mustarip. Yarışmanın en önemli taraflarından biri, kazanan eserin İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Tiyatro Kulübü öğrencileri tarafından sahnelenecek olması. Ayrıca ilk 10'a giren öyküler bir kitap haline getirilip, basılacak. Yarışma sonunda birinciye 2500 YTL, ikinciye 1500 YTL ve üçüncüye 1000 YTL ödül verilecek. Her üç yarışmacı aynı zamanda Mario Levi Yazı Atölyesi'nden bir sezonluk eğitim hakkı kazanacak.

HEPSBSOLUKTA OKUNACAK
Yarışmanın jüri üyelerinden yazar Mario Levi ve Bilim İlaç Genel Müdürü Erhan Baş, bu projeye çok önem veriyor. Öncelikle Mario Levi, bu işin kendisi için önemini şöyle anlatıyor: "Birincisi, bu yarışma şizofreni hastaları için bir hayata bağlanma vesilesi. Buna katkıda bulunmak çok cazipti. İkincisi, bir yazar olarak bu insanlardan nasıl öyküler geleceğini çok merak ediyordum. Henüz hiç öykü görmedim, hepsini aynı anda göreceğiz. Bir solukta okuyacağıma eminim." Mario Levi, ruhsal hastalıklarla en çok ilgilenen yazarlardan. Hatta ocak ayında çıkacak yeni kitabı Karanlık Çökerken Neredeydin?'de 20 yıl Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde yatan bir hastayı anlatıyor. Bunun için de uzun çalışmalar yapmış. "Psikiyatr arkadaşım Cem Mumcu'ya aklıma gelen her şeyi sorarım. Hatta bir keresinde bana, 'Artık terapi yapacak kadar bilgiye sahipsin ama sakın yapayım deme,' demişti. Erhan Baş ise ilaç firmalarının bu gibi konularda büyük sorumlulukları olduğunu düşünüyor. "Şizofreninin topluma tanıtılması çok önemli. Tiyatro oyunu haline getirilmesi, sonra Türkiye'yi dolaşması çok güzel bir proje. Şizofreni hastalığına büyük bir önyargı var; şiddet uygularlar, kriminal insanlardır gibi... Toplum bunları dışlıyor. İnsanlar, şizofrenlerin kendilerine zarar vereceklerini düşünüyor. Bir insanın yapısında ne kadar şiddet varsa, onlarda da o kadar vardır. Şizofreni hastaları, bazı dönemlerinde gerçek dünyadan kopuyor ve kendi özel dünyalarında yaşıyorlar. Bu yüzden de toplumla ilişkilerinin artırılması gerek. Bunda en önemli faktör sanat. İlacın yanı sıra toplumdan da destek almaları gerek." Bu noktada Mario Levi, edebiyatın en küçük psikolojik sıkıntılar için bile etkisi olduğunu söylüyor: "Kişinin kendi iç dünyasında bir şeyler arama ve dışa vurma ihtiyacı, onu hayata bağlar. Edebiyatın böyle bir kendini deşme yanı var. Sonra onu dönüştürmeye başlıyorsunuz. Sanat da orada başlıyor. Bir aşaması daha var; o da kendini var etme ve 'Arkadaş ben buradayım,' deme aşaması. Bu çok önemli. Sanatın kendini tamir etme, sağaltma, ototerapi gibi bir yanı da var. Yarışma süreci tüm bunlara hizmet etmeye aday." Jüri üyeleri, yarışmaya 50-60 civarında katılım bekliyor. Son başvuru tarihi, 30 Kasım. Değerlendirme bir ay sürecek ve aralık başında sonuçlar açıklanacak. Yarışmada, sayfa sayısı veya tema sınırlaması yok. Çünkü bunların hepsi yaratıcılığın önünde bir engel. İsteyen 25 sayfalık öykü gönderebilir, hepsi okunacak. Ama unutmayın, 10-15 sayfa arası olması ideal. Levi, bir edebiyat metnini değerlendirirken, nelere dikket ettiğini şöyle anlatırken, "Sadece bir öykü anlatmış," dediyse, bunun anlamının 'kötü' olduğunu söylüyor. "Herkes başından geçeni anlatabilir. Önemli olan nasıl yazdığınız, ne kadar samimi olduğunuz ve nasıl kurguladığınız," diyor. Bunun yanı sıra, bu yarışma sayesinde bir yazar kazanabileceğimizi söylüyor. Hatta hep şu espriyi yaptığını ekliyor: "Önüme öyküler geldiğinde hep aklımda şöyle bir şüphe vardır, ya benden iyiyse..." Herkes aynı anda "İnşallah," diyor...
Bilgi için: www.gerceklermaskelenmesin.com
Haberin fotoğrafları