kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
6 Eylül 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
Hamilelikte çok az kilo alan kadınlara artık daha sık rastlanıyor.

Pregnoreksiya bir moda olabilir mi?

İlknur Akman
Giriş Saati : 04.09.2008 23:21
Güncelleme : 05.09.2008 19:25
Geçtiğimiz hafta Hürriyet gazetesinin pazar ekinde 'Nicole Kidman tipi hamilelik Pregnoreksiya' başlıklı haberi görünce, hemen okumaya başladım. Haberde kilo almayı saplantı haline getirdiği için hamileliğinde çok az kilo alan kadınlar konu ediliyordu. Ve dünyada bu tip anne adaylarına giderek sık rastlandığı... Elbette hamileliğinde yalnızca yedi kilo alan Ebru Şallı'nın da yine görüşüne başvrulmuştu. Hatırlarsanız geçmişte Şallı'nın bebeğinin prematüre doğduğu, uzun süre kuvezde kaldığı falan yazılıp çizilmişti. Kadıncağız her ne kadar bunların doğru olmadığını söylese de kimseyi inandıramamıştı. Şallı aynı şeyleri yine tekrar etmek zorunda kalmış ve gayet sağlıklı bir hamilelik geçirdiğini belirtmiş. Ne var ki ben Şallı'nın rekorunu bile egale ettim, hamileliğimde sadece altı buçuk kilo aldım. Üstelik o, üç hafta önce doğum yaptığını söylüyor yani 37. haftada. Ben ise kızımı 39. haftasını doldurduğu gün dünyaya getirmiştim... Bilmeyenler için belirtelim, hamilelik 40 haftalık bir yolculuktur ama bebekler 38. haftadan itibaren artık doğmaya hazırdırlar. Sadece kimileri daha acelecidir (Şallı'nın oğlu gibi) kimileri biraz daha tembel. Ama bebekler en fazla kiloyu son haftalarında alırlar, bu yüzden de Ebru Şallı belki 9-10 kilo alacakken, yedi kiloyla bitirmiş hamileliğini, bu onun suçu değil. Kilo almayı gerçekten de saplantı haline getiren, hamileliliği boyunca aldığı kilolaları sonra verememekten çok korkanlar olabilir. Ama emin olun kimse bebeğinin sağlığını ve hayatını tehlikeye atmak istemez, Hollywood yıldızları da buna dahil. Bunu yapan varsa da istisnadır ve aklından zoru vardır. Peki ben altı buçuk kilo alırken benim aklımdan zorum mu vardı? Hayır! Sadece şans eseri kendimi bu süre boyunca hep aç değil, tok hissettim. Ama ne bana ne de bebeğime yararlı olmayacak abur cubur şeyleri de bilerek yemedim. Çocukluğumdan beri en sevdiğim şey olan kırmızı eti de her gün yemekten asla vazgeçmedim. Doğum yaptığımda hamile kaldığımı öğrendiğim günle gramı gramına aynı kilodaydım. Bana (doktorum dışında) zayıf düşüp süt veremeyeceğimi ve yakında hastalanacağımı söyleyenler çok oldu. Ama söylenenlerin hiçbiri gerçekleşmedi. Hamileliğim boyunca da çok zinde ve sağlıklıydım, şimdi de.

ÖĞÜN ATLAMAMAYA ÇALIŞIYORUM
Kızım 10 gün sonra dördüncü ayını bitirecek, doğduğu günden beri anne sütüyle besleniyor. "Çok az kilo aldın sütün gelmeyecek," diyenleri yalancı çıkardım. Tabii bu arada sütümün besleyici ve yeterli olması için elbette yediklerime dikkat ediyorum. Bol su içiyor, hiç öğün atlamamaya çalışıyor, sofraya oturduğumda adam gibi yemek yiyorum. Çünkü dikkat ettim, öğünlerimi atıştırmalarla geçirdiğim gün sütüm çok daha az geliyor. Ama öğünlerimde bir tabak sebze yemeği veya ızgara et yiyip, yanında salata, biraz yoğurt ve makarnamı (pilav da olabilir) ihmal etmezsem, o gün bol bol sütüm oluyor. Yani kısacası, diyet yaparak ya da az yiyerek emzirmek mümkün değil. Emzirmek istiyorsanız tabii... Hamileyken az kilo alanlar eleştiriliyor ya, doğrusu ben de doğumdan sonra kilo vermek amacıyla bebeğini emzirmekten vazgeçenleri anlamıyorum. Hem hamilelikte kilosunu bu kadar takan kadınlara 'pregnoreksik' (aneroksik gibi olsa gerek) deniliyorsa, doğum yapar yapmaz eski formuna kavuşmak için çıldıranlara ne demeli merak ediyorum. Hollywood kadınları sağlıklı ve doğru hamileliğin sırrını çözmüş, bazılarımız da erişemediği ciğere 'Mundar' diyor olmasın sakın?