kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
5 Eylül 2008, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Org. Başbuğ'dan önemli mesajlar

Giriş Saati : 05.09.2008 17:14
Güncelleme : 05.09.2008 19:12
Yeni Haber
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, terör örgütünün kırılma noktasına doğru kaydığını belirterek, terör belasının etkinliğinin mümkün olduğunca kısa sürede sonlandırılmasını hedeflediklerini söyledi.

Başbuğ, Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığında düzenlediği basın toplantısında, terörle mücadelenin sivil toplum kuruluşları, Türkiye'nin tüm kurum ve kuruluşlarıyla top yekün sürdürülmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye'nin terörden çok çektiğini ve son 24 yılda 30-35 bin kişinin yaşamını yitirdiğini kaydeden Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti:
''Güvenlik alanındaki mücadele güvenlik kuvvetlerine ait bir sorumluluktur. Güvenlik kuvvetlerimiz artan bir kararlılık ve şiddetle bölücü terör örgütüne karşı mücadelesini sürdürmektedir. Bundan da kimsenin şüphesi olmasın. Bu terör örgütü etkisiz hale getirilinceye kadar bu mücadele aynı kararlılıkla devam edecektir.

Terör örgütü kırılma noktasına doğru kayıyor. Biz Türk Silahlı Kuvvetleri olarak Türkiye'nin başındaki bölücü terör örgütünün, terör belasının etkinliğinin mümkün olduğunca kısa sürede sonlandırılmasını hedefliyoruz. Önemli olan biz devlet olarak, millet olarak tüm kuruluşlarıyla kırılma noktasına giden terör örgütüne daha ağır darbeyi vurmak için el birliğiyle koordineli işbirliğiyle omuz omuza bu mücadeleyi daha da artan bir yoğunlukta götürmeliyiz.''


Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, güvenlik alanı dışında kalan alanlarda elde edilecek başarıda, sivil toplum örgütlerinin çok önemli rolü bulunduğuna ve bunların başarılarda çok etken olduğuna inandıklarını söyledi.

Orgeneral Başbuğ, kuvvet komutanlarıyla birlikte 2. Ordunun sorumluluk bölgesindeki ziyaretlerine devam ettiklerini belirtti.

2. Ordunun, bölücü terör örgütü ile mücadelede en önemli yeri tutan bir bölge olduğunu hatırlatan Başbuğ, bu nedenle Genelkurmay Başkanı olduktan sonra yurt içindeki ilk ziyaretin bu bölgeye yapılmasının uygun olduğunu değerlendirdiklerini kaydetti.

Orgeneral Başbuğ, Türkiye'nin 1984 yılından beri 24 yıldır bölücü, kanlı terör örgütüne karşı mücadele ettiğini ifade ederek, terörle mücadele ile bölücü terör örgütü ile mücadelenin özellikle sorumluluklar, yetkiler açısından iki farklı alan olduğunu söyledi.

Terörle mücadelenin, yalnız devletin bütün kurum kuruluşları değil, aynı zamanda sivil toplum örgütleri, bütün halkı da kavrayacak şekilde genel mücadele alanını gösterdiğini belirten Orgeneral Başbuğ, ''Terörle mücadele dendiği zaman, bunun güvenlik ayağı var, ekonomik ayağı var, sosyo kültürel boyutları var, sağlık, eğitim dahil olmak üzere psikolojik harekat bölümü var, uluslararası ilişkiler bölümü var'' dedi.

TERÖRLE MÜCADELEDE SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİN ROLÜ

''Terörle mücadelenin sürecini kısaltmayı istiyorsanız, terörle mücadelenin bütün alanlarında, yani güvenlik, ekonomik, sosyo kültürel psikolojik harekat ve uluslararası ilişkiler alanındaki faaliyetlerin aynı zamanda, eş zamanda koordineli olarak yapılması zorunlu'' diyen Orgeneral Başbuğ, bunu sağlanamaması halinde terörle mücadele sürecinin beklenilen kısalıklara çekmenin mümkün olmadığını bildirdi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, terörle mücadele devam ederken, diğer alanlarda da koordineli, paralel olarak artan bir yoğunlukla, tüm milletin, ülkenin, devletin bütün kurum ve kuruluşlarının, bu alandaki faaliyetlerini yoğunlaştırmasının çok önemli olduğunu ifade etti.

Özellikle ekonomik, sosyo-külterel ve diğer alanlardaki terörle mücadelede sivil toplum örgütlerinin de çok önemli rolü olduğuna inandıklarını kaydeden Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti:
''Bu nedenle dün Diyarbakır'daki sivil toplum örgütü liderleriyle, başkanlarıyla bir toplantı yaptık. İfade ettiğim gibi özellikle güvenlik alanı dışında kalan, diğer alanlarda elde edilecek başarıda sivil toplum örgütlerinin çok önemli rolü olduğuna ve bunların başarılarda çok etken olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle dün yapmış olduğumuz 1,5 saate yakın geçen süre zarfında özellikle Diyarbakır'daki bu değerli sivil toplum kuruluşlarımızın başkanlarının kendi ilgi alanlarına giren konulara ilişkin görüşlerini ve düşüncelerini dinledik.

Bu konuda bir hususu açıklıkla belirtmek istiyorum. Bu alandaki faaliyetlerin yürütülmesi bizim, Türk Silahlı Kuvvetleri olarak olarak direkt sorumluluğumuzda olan bir alan değil. Ancak şu da bir gerçek ki bu alandaki alınacak başarılar terörle mücadelenin sürecini kısaltacaktır. Bu nedenle dün kendileriyle yapmış olduğumuz çok samimi ve açık görüşmeler çerçevesinde, onların görüşlerini, önerilerini dinledik. İlk yapacağımız husus buradan aldığımız görüşleri, izlenimleri, Hükümet başta olmak üzere ilgili makamlara aktarmaktır. Gerekli olan konuları elbette Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında kurul üyelerine de aktaracağız. Çünkü bu konuların fevkalade önemli olduğunu değerlendirmekteyiz.''

''GAP EYLEM PLANI'ndan SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ ÜMİT VAR''

''Diyarbakır'ın bu bölgede en önemli şehir olduğunu değerlendiriyoruz. Bunun için elbette Diyarbakır'ın hali hazırda içinde bulunduğu sorunlar problemler bizim de problemimiz. Dolayısıyla sorunların çözümünde bizlerin de silahlı kuvvetler olarak katkısı olduğunda bundan büyük bir mutluluk duyarız'' diyen Orgeneral Başbuğ, sivil toplum örgütleriyle yaptıkları toplantıda üç önemli konuyu tespit ettiklerini belirtti. Orgeneral Başbuğ, şöyle dedi:

''Önemli gördüğümüz bir iki konuya değinmek istiyorum. Önemli tespitlerden bir tanesi Diyarbakır nüfusunun yüzde 64'ünün 24 yaş altında olmasıdır. Bu çok önemli bir rakam. Bu nüfusu gerçekten etkin olarak kullanabilirsek, bu şekilde dünya ülkelerinin hele Avrupa ülkelerine baktığımız zaman gıpta edilecek bir potansiyel var. Bu ne demek; geleceği gösteriyor. Eğer siz bu nüfus potansiyelini iyi kullanabilir, iyi eğitebilirseniz ben size söyleyeyim Diyarbakır'ın geleceği çok parlaktır. Başarısız olursanız, bunun, maalesef terörle bağlantı açasından da bazı sorunları getirdiği aşikar. Özellikle terör örgütüne karşı hassas olan yaş gurubunu, 14 ile 18 yaş grubunu, eğer devletimizin, özel kuruluşlarımızın, sivil toplum örgütlerinin aldığı tedbirlerle, iyi bir mesleki eğitim vererek nitelikli bir noktaya getirebilirsek, inanınız ki bu terör örgütünün etkisiz hale getirilmesi sürecini beklenenden de daha aşağı çekmemiz mümkündür.

Bunu yapabilecek güçteyiz. Bence en önemli temel noktalardan bir tanesi bu. Toplantıda dile getirilen ikinci nokta ise buradaki özelilikle kız ve kadınlarımızın durumu. Bu, aslında Türkiye'nin genel bir sorunu olmakla beraber özellikle kızlarımızın ve kadınlarımızın eğitim durumu iş hayatındaki aktif rolleri maalesef bu bölgede diğer bölgelere nazaran çok çok düşük. Bu da herhalde ikinci olarak üzerinde durulması gereken konu olarak karşımıza çıkıyor.

Üçüncü temel nokta, GAP Eylem Planı'dır. Bu plan kısa süre önce revize edildi. Şu izlenimi aldık: GAP Eylem Planı planlandığı şekilde yatırımlar açısından uygulamaya devam ederse, sivil toplum örgütlerinden aldığımız izlenim bu konunun gayet ümitvar olduğu ve geleceğe yönelik iyi işaretler vereceği yönünde.''

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, ''Türk Silahlı Kuvvetleri olarak bu Türkiye'nin başındaki terör belasının etkinliğinin mümkün olduğu kadar kısa sürede sonlandırılmasını, sonuçlandırılmasını hedefliyoruz'' dedi.
Orgeneral Başbuğ, 1984'ten bugüne kadar Türkiye'nin terörden çok çektiğini, kaybedilen insan sayısının yaklaşık 30-35 bin olduğunu belirtti.

''30-35 bin insanımızı kaybettik ki bunun yaklaşık 6 bin 500'e yakını güvenlik kuvvetlerimiz, asker, polis, jandarmamız ve geçici köy korucuları dahil. 6 bin 500 şehidimiz var'' diyen Başbuğ, bunun yanı sıra kaybedilen diğer vatandaşların sayısının da 5 bin 700 civarında olduğunu söyledi.

Terörün bölgede ve Türkiye'de yarattığı ekonomik zararın apaçık ortada olduğunu ifade eden Orgeneral Başbuğ, şöyle konuştu:

''Bir ülkenin güvenliği mali kaynaklarla ölçülemez. İlk önce bir ülkenin güvenliği önemlidir. Güvenliğin korunması için kaynak harcanacaksa harcanacak. Bu bölücü terör örgütü belası Türkiye'nin başında olmasaydı bu kaynaklar bu bölgeye gidecekti. Konuştuğumuz kaynaklar neredeyse 100 milyar dolarla ifade ediliyor. Bu da tabii çok önemli. Buradan şu noktaya gelmek istiyorum. Özet olarak biz Türk Silahlı Kuvvetleri olarak bu Türkiye'nin başındaki terör belasının etkinliğinin mümkün olduğu kadar kısa sürede sonlandırılmasını, sonuçlandırılmasını hedefliyoruz. Türkiye bu terör belasının, bölücü terör örgütünün etkinliğinin kırılması noktasında mesafe almalı ve daha normal dönemlere dönmelidir.''

1990'lı yıllardaki güvenlik durumunun hatırlanması gerektiğini kaydeden Başbuğ, şöyle devam etti:

''Belki 90'lı yıllarda deseydik ki '2 binli yıllarda güvenlik böyle olacak' kimse inanmazdı. Gelinen nokta memnuniyet verici ama buraya nasıl geldik. 6 bine yakın güvenlik görevlisi ve 6 bine yakın vatandaşın kanı aktı. Bu mücadele kolay değil. İşte biz diyoruz ki bugün gelinen noktada terör örgütü kırılma noktasına gidiyor. Devlet,millet, ülke olarak bütün kurum ve kuruluşlarla bu kırılma noktasına giden bölücü terör örgütüne daha ağır darbeyi vurmak için el birliğiyle, omuz omuza bu mücadeleyi daha da artan yoğunlukta sürdürmeliyiz. Herkes bizden bunu bekliyor. Bunu özellikle sizlere ifade etmek için burada beraber olmanın yararlı olduğunu düşünüyorum.''

Orgeneral Başbuğ, güvenlik alanındaki mücadelenin güvenlik kuvvetlerine ait bir sorumluluk olduğunu, bu alanda güvenlik kuvvetlerinin artan bir kararlılıkla ve şiddetle bölücü terör örgütüne karşı mücadelesini sürdürdüğünü söyledi.

Bölücü terör örgütü etkisiz hale getirilinceye kadar aynı kararlılıkla mücadelenin devam edeceğini kaydeden Başbuğ, özellikle geçen yılın aralık ayından itibaren Türk Silahlı Kuvvetlerinin bölücü terör örgütüne karşı yürüttüğü mücadelede ayrı bir sayfa açıldığını ifade etti.

''DİĞER ÜLKELER GIPTAYLA BAKIYOR''

Terör örgütüne yönelik sınır ötesi hava harekatının sonuçlarının Genelkurmay Başkanlığınca kamuoyuna açıklandığını hatırlatan Başbuğ, özellikle geçen yılın aralık ayından bugüne kadar hava kuvvetlerinin bölücü terör örgütüyle yaptığı mücadelede gelinen noktanın iftihar edilecek nitelikte olduğunu belirtti.

Yabancı büyük ülkelerin, Türk Hava Kuvvetlerinin geldiği başarılı noktaya gıptayla baktıklarını, kendilerinin de bundan gurur duyduğunu bildiren Başbuğ, şunları söyledi:

''8. Ana Jet Üssündeki pilotlarla beraber olduk ve görüşlerini aldık. Harekata bizzat katılan pilot üsteğmen, yüzbaşıların gözünde moral gördük, hepsinin gözü parlıyor, hepsi görev aşkıyla bağlı ve görev bekliyor. Pilotlarımızla ve komutanlarımızla iftihar ediyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak güvenlik alanındaki bölücü terör örgütüyle mücadeleye kararlılıkla, artan bir azimle, artan moralle devam edeceğiz. Bunun yazı, kışı, sonbaharı yok.Bu yıl şubat ayında en kötü hava şartlarında Irak'ın kuzeyine icra edilen sınır ötesi operasyon askeri literatüre geçen örnek bir harekat oldu. Türk ordusunun dostları bununla gurur duydu, biraz düşman olanlar da gerekli mesajı aldı.''

Başbuğ, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının da terörle mücadelede payı olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

''Onların da belirli bölgelerde, belirli boyutta güvenlik alanındaki mücadele payı var. Aynı kararlılıkla, artan bir azimle bu mücadeleye devam edeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Terörle mücadelenin diğer alanlarında da ümitliyiz. Alınacak başarılarla bölücü terör örgütünün beklenenden daha kısa sürede etkisiz hale getirilebileceğine inanıyoruz. Hedefimiz, mücadelemiz bu istikamettedir. Diyarbakır bizim için çok önemlidir.''

Orgeneral Başbuğ, Diyarbakır'ın tedbirlerle layık olduğu yere gelmesini ümit ettiklerini, kentin layık olduğu yere gelememesinin nedeninin terör olduğunu söyledi.Başbuğ, dünyada bölgesine, halkına bu kadar zarar veren başka bir bölücü terör örgütü olmadığını sözlerine ekledi.