kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
5 Eylül 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

İslam ve Soğuk Savaş

Kafkasya'da meydana gelen olaylar, Rusya'nın takındığı tavır, ardından bağımsızlığını ilan eden ülkelermilletler söz konusu olunca gerek bizim basında gerekse dış basında "Yeni soğuk savaş başladı" şeklinde yorumlar yapıldı. Rusya'nın bölgede gitgide artan hakimiyeti, Gürcistan'ın ne yapacağını bilemez tutumu ve Amerika'nın bu konularda aldığı tavır gerçekten de yeni bir Batı-Doğu çatışması ortaya çıkıyormuş izlenimini uyandırdı. Özellikle Amerika'da yayınlanan çok etkili haber dergileri Time ve Newsweek Rusya'nın ve Putinizmin yayılmacı bir siyaset güttüğünü, Rusya'nın yeni dünyadaki ağırlığının arttığını vurgulayıp duruyor. Hele Amerika'nın Gürcistan müdahalesine son vermesini isterken Rice'a söylettikleri hatırlanırsa hakikaten bu iki ülke arasında ilişkilerin yeni bir aşamaya ulaştığı öne sürülebilir. Fakat acaba bütün bunlar yeni bir soğuk savaşın başlangıcı diye nitelendirilebilir mi?

Batı ve İslam
Bence bu çok abartılı bir değerlendirme olur. Soğuk Savaş döneminde dünya ikiye ayrılmıştı ve bölünmeyi yaratan unsur "komünizm tehlikesiydi." Batı kendisine "hür dünya" adını takmıştı ve gerek Rusya'ya gerekse Çin'e kendi liberalkapitalist ideolojisinin karşıtları olarak yüklenip duruyordu. Soğuk Savaş'ın simgesi Berlin Duvarı'ydı. 1989'da yıkılınca o savaş bitti.
Bugünkü dünya 11 Eylül sonrası dünya diye tanımlanıyor. Bu dünyanın uluslararası siyasetteki ana parametresi İslam'dır. Batı bugün kendisini İslam üstünden tanımlıyor. Özellikle ABD'nin 11 Eylül sonrasında Afganistan'a yaptığı çıkarma, ardından farklı saiklerle de olsa Irak'ı vurması, İran'la olan gerilimini sürekli bir biçimde canlı ve diri tutması aslında İslam'la olan derin ikileminin uzantılarıdır.
Sadece ABD değil, Avrupa da yaklaşık şu son on yılda İslam'la bir çelişki yaşıyor. Bir yandan İslam'ı demokratik çoğulculuk bağlamında görmeye ve kabul etmeye çalışırken bir yandan da her gün bir parça daha büyüyen bir politikayla onu kendi ötekisi, kendi karşıtı olarak nitelendiriyor. Yani, Batı açısından bakılırsa Rusya'yla ve bir başka ülkeyle girişilecek bir Soğuk Savaş'ın kurucu unsuru bugün için ortada yok!

Rusya'nın hesabı
Bu durum Rusya bakımından da geçerli. Rusya, son zamanlarda aldığı bazı kararların da gösterdiği gibi, İslam'a karşı en az Batı kadar tepkili. En az diyorum çünkü biraz kurcalandığında Rusya'nın gösterdiği İslam tepkisinin çok daha derin ve keskin olduğu görülür. İslam'ı kendisi için bir tehlike varsayan Rusya'nın özellikle Orta-İç Asya'da egemen olan İslam ağırlıklı politikadan ciddi şekilde rahatsızlık duyduğu aşikar. Rusya'nın kurucu unsurlarından biri olan ezeli Slav milliyetçiliğinin bu konuda oynadığı rol ayrıca nasıl unutulabilir ki?

Tek kutuplu dünya
Neresinden bakılırsa bakılsın, Rusya'yla Batı arasında bir Soğuk Savaş söz konusu değil. Ama Rusya bugün de Batı için dikkat edilmesi gereken, hala çok güçlü bir süper güç. Bu bakımdan Rusya'nın başını her kaldırışı Batı'da yeni tepkilere yol açacaktır. Ama kimsenin kuşkusu olmasın ki, Batı ile Rusya bugün son tahlilde temel meselelerde uyum içindedir.
Bu, daha uzun bir süre tek kutuplu dünyayla devam edeceğiz demektir!